Bu Blogda Ara

9 Ağustos 2011 Salı

KALDIRIM MASALI

KALDIRIM MASALI


Kaldırımlar... En yoğun çocukluğu insanın, koşarken eskittiği, düşerken yıprattığı dizlerini, benliğini, en çok tükettiği kendinde kalan son izlerini... Kaldırımlar, en yorgun ihtiyarlığı, en çok bitkinliği yaşatır taşlarında. Yürüdüm bu gece uzun uzun kaldırımlı sokaklarda.Siyah, beyaz, renksiz taşlar aşina ... Kalabalıklar arasından geçtim, geçtim insanların sesleri arasındaki sessizliğin içinden.Kimi suskun, kimi neşeli bir kayboluş içinde her adımla arkadaş olmuş kaldırım taşlarıyla.Gecenin içinden geçip gittim, karanlıkla aydınlığa karışmak ister gibi... Elinde dondurma bir çocuğa gülümsedim, görmedi bile tebessümü, geçti, gitti.Ve bir dilenci, esrarlı bir şekilde vitrin camlarına tek bir söz söylemeden bakıp, bakıp geçerek yürüdü gitti kaldırımlarda.Bir dondurmacı önünde yığılmış insanlar, sıraya girmiş, iki metre ötede başka dondurmacılar, beklemede, sinek avlıyor.Hayat da böyle değil mi?.. Sıraya girerler kimi zaman, kimi zaman da kalakalırsın kendinle...Yürüdüm, kaldırım taşları benden habersiz, bense onlardan biri... Bir adam, gözleri ufuklarda, bir bekleme telaşı içinde, biliyor ki beklenen, hiç gelmeyendir,onun için beklenendir zaten... Bekletmek gelmeyişin habercisi...

Bir Islık Dilimin Ucunda, Bir Şarkı Tutturasım Geldi, Belki Bir Türkü, elim cebimde, yürüdüm kaldırım taşlarında.Bir iki, kırk , üç yüz... Yürümek dinliği insanın, yürümek, kendini dinleyiş... Yürümek , düşünmekten kaçarken kendine sobeleniş...

Bu sokaklar, bu kaldırımlar, bu insanlar benim, değil!...
Ve bu yalnızlık, kalabalık yalnızlıklardan daha zor değil!...
Bu şehir benim, değil.

Hep olmamam gereken yerlerde olmanın ağırlığını taşıdım, yüktü, ağırdı, yaşadım.Çok yıllar verdim bu şehire, çok gözyaşları, çok tükenişler, çokça kavgalar kendimle, kabalıkla, kalabalıkla... Çokça eskittim bu kaldırım taşlarını.Bu Şehir, Bu Kaldırım Taşları Çekemedi Ağırlığımı... Bu şehirde çok ferkul kayboldu, çok ferkul buldu kendini..Bu şehirde yaşadım en çokları, en çok da yalnızlıkları...

Bu Şehir Benim Değil... .Bu şehirden gitmeli...

Öylesine bir kaldırım masalıydı, bitti...


ferkul

9 ağustos 2011
pazartesi
00:41