İyi, gelir…
Yürümek iyi gelir… İyi
gelir yürümek , yorgun, yaralı, adımlamak kaldırımları BİR iki, bir iki, BİR iki...
İnsanlar geçer önünden,
arkandan, sağından solundan… Dilleri aynı olsa da anlaşılmaz sözleri,
duymazsın… Saçları başka, gözleri başka, kavgaları başka, gülüşleri saçma
gelir, şaşarsın…
Caddelerden geçersin,sokak
başlarından,çöplerin yanı başından,apartmanların
, evlerin pencerelerinden,tozlu yollardan,sarı taksilerden, dolmuşlardan,
otomobillerin içinden anlamsız bakan
çocuklardan geçersin. Seslerin içinden, seçersin sessizliği…
Eski kaldırım
taşlarının dili olsa, söylese senin bildiğini, çözseydi kaldırımların dilini; çatlardı
belki hasedinden…
Yürürsün…
Dükkanlar, lokantalar,
ışıklar, köşedeki oyuncakçı, şu karşıdaki yaşlı boyacı;bilmezler önünden
geçip giden kederi… Bilmezler ki yürümeyi...Kızarsın, darılırsın içindeki deli
kadına…Söylenirsin söylenilemeyeni, ana avrat düz gidesin gelir,dilin alışık
değil ki çirkine, susarsın…
Bir yaprak koparırsın yol üstündeki ağaçtan… Yaprağın da
seçili, yumuşağı olmalı, şöyle narin, parçalandıkça çoğalan, kırıldıkça
toplanan, senin gibi… Adımların gider, sen bölersin bir iki, bir iki, bir iki,
bir iki, bitmez ki !..
Sen sussan susmaz
beyninde konuşanlar… Susturamazsın, dilin sussa yüreğin konuşur, adımları
saymayı unutur ayakların…Birden ileri gidemez artık sayamamaların… Uyuşur bacağın, hal kalmaz, derman
kalmaz, bir sigara yakasın gelir, dönüp arkana kaçasın gelir, duramazsın sen, yürürsün…
İyi gelir yürümek
yorgun yüreğe, iyi gelir…
İyi gelir yürümek,
iyi… Hele de yalnızsan, dolmuşsan, dökülememişsen salkım saçak , boşaltamamışsa
ağzın, dilin, içindeki kederi, iyi gelir
yürümek… Unutursun kendini, unutursun dünde kalanı, bugünün hiçliğini, yarının
belirsizliğini, gideni, gelmeyeni, gidip de dönmeyeni, gelip de bulmayanı, dostu,
düşmanı, kadir kıymet bilmeyeni, unutursun seni… Yürürsün…
Alıp başını gider gibi,
dağları yol eder gibi, yürürsün… Sil baştan yaşar gibi, yürürsün… Taşımaz olur bedenin
yükünü, tilki misali dönüp dolaşıp gelir ayakların geri…
Bir çay demlersin
şöyle kanlıcasından sıcak, demli… Seversin sen çayı, çay da kendinden bilir
seni… BİR sen, bir çay; etti İKİ !..
Oturursun ağaç gören balkonuna, ağaç sana
bakar, sen ağaca bakar, düşünürsün…
İyi gelir yürümek…
ferkul
22.08
28 ağustos2015
cuma