tag:blogger.com,1999:blog-14393233047598546872024-03-13T11:39:39.271+10:30siirimsiYıllar oldu .Yazıdan, şiirden uzak..Yazmanın yaşamaya denk
olduğunu düşündüğüm günler vardı eskiden..Şimdi bu sayfayla siirimsiler' le bir merhaba demek istiyorum umuda..siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.comBlogger982125tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-32236135536565981282023-11-19T07:14:00.000+10:302023-11-19T07:14:10.521+10:30İyi, demeyecek, biliyorum<p> Çocukların öldürülmesini protesto ediyorum.</p><p>Hastaların öldürülmesini protesto ediyorum.</p><p>Bu kadar, merhâmetsizliği vicdansızlığı, acımasızlığı, bunca kör olmayı, protesto ediyorum.</p><p>Savaşın, zûlmün bu kadar çirkin seviyeye düşmesini, protesto ediyorum.</p><p><br /></p><p>İnsanı, insanlığı, protesto ediyorum. </p><p><br /></p><p>Ebabil kuşlarını bekliyorum. Bu zülme ve vahşete dur diyecek bir Rabbimiz var, şükür.</p><p>İyi, demeyecek, iyi demeyecek, </p><p> </p><p> Biliyorum.</p><p><br /></p><p>😢😢😢😥😥😢😢</p><p>#İsrail #Filistin</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-91758066872334260992023-11-19T07:13:00.002+10:302023-11-19T07:13:17.830+10:30Soykırım<p> Her sabah Filistin 'e ne oldu, gece yine ne yaptılar diye, uyanmaktan, gün boyu haber izlemekten, acıyı seyretmekten ve sadece bakıyor olmaktan, yoruldum. Yorulduğumdan da kendimden utanıyorum. Adına savaş dedikleri bu katliam, uzun sürdükçe alışmaktan da, korkuyorum. Asıl utanç ve insanlık dışı olan, zûlme de alışmak, çünkü.</p><p><br /></p><p>Düşünemeyeceğimiz kadar kötülük, onca kayıp, onca kan, onca insan...😢Onlar nasıl yaşıyor, nasıl uyuyabiliyor, ne kadar yoruldular kimbilir, ne haldeler...?</p><p><br /></p><p>Allah yardımcıları olsun. Dua ediyoruz, boykot ediyoruz, üzülüyoruz, üzülüyoruz...</p><p><br /></p><p>Başka bir şey yapamamak da, çok acı. El kol bağlı, çarenin de çözümün de, iki ucu karanlık😥</p><p><br /></p><p>Bu soykırım, bu mezâlimlik bitsin artık...!😡🥺</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-82042516010992058082023-11-19T07:12:00.002+10:302023-11-19T07:12:40.770+10:30Utanıyorum<p> Hastahanelere sığınıyorsun, füzeler,</p><p>Mülteci kampına sığınıyorsun, saldırı. Evine siniyorsun bombalar. Sokağa çıksan, sokak kalmamış. Dağa çıksan dağ...😢</p><p><br /></p><p> Koca koca adamlar bebeklere karşı. Utanmadan, bir de "kendimizi savunuyoruz", diyor. Kimden, neyden, nasıl ..? </p><p><br /></p><p>Küçücük çocuklara doğru yöneltilen silahlar... Nereye baksan gözyaşı, kayıp.😢 Kadınları, kızları, gençleri, yaşlıları, ayırt etmeden sivilleri katleden bir devlet. </p><p>Bu nasıl bir siyaset, bu nasıl bir vahşet...😡</p><p><br /></p><p>Her gün, bu kadarı da olmaz dedirten haberler.</p><p>Her gün ölen 420 çocuk...</p><p> </p><p> Bitsin istedikçe, daha da çok artıyor, çoğalıyor, bitmiyor, bitmiyor...😢</p><p>Dursun dedikçe daha çok zûlüm...</p><p><br /></p><p> Seyretmekten de, utanıyorum.</p><p> Artık üzülmekten de, arlanıyorum.</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-84090030207517403192023-11-19T07:11:00.003+10:302023-11-19T07:11:36.090+10:30Çocuklar ölüyor<p> Elim kaleme varmıyor, gözüm ufka. Dargınım, kırgınım düştüğümüz bu çukura. Uzun uzun düşünüyorum, uzun uzun bakıyorum her zamanki gibi süzgün dolanan buluta. Gün "AYNI" gün değil, her yerde yaşanan "HİÇ" , bir şey değil. Doluya koysan boş. Boşa koysan, dolmuyor.</p><p><br /></p><p>Çocuklar, ölüyor, çocuklar...Bir nesli göz göre tüketiyor bombalar, silâhlar, füzeler, binlercesi... Seyretmek, ar.</p><p>Söyleyemiyorum, hiç bir şey söyleyemiyorum.</p><p><br /></p><p> Dil kilitli, yürek lâl..</p><p> Savaş diyorlar, kalbime sığmıyor</p><p> Sevmek diyorlar, usuma, dar.</p><p><br /></p><p>İster Yahudî ol, ister Müslüman, ister Ermenî. İnsanı kucaklamak, sevmek hepimizin dinî, değil mi ?..</p><p><br /></p><p>Meğer, İnsanlık , insanlık dediğimiz tam da bu mu şimdi...?</p><p><br /></p><p> .......</p><p> ferkul </p><p><br /></p><p> 4 Kasım 2023</p><p> 11.30</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-30236384155604282762023-11-19T07:10:00.003+10:302023-11-19T07:10:55.449+10:30Hoşçakal....<p> Hoşça kal, demiştim sana ya,</p><p> hoş -ça -- kal. </p><p>Yıktığın duvarların, yaktığın gemilerin, </p><p>sert esen rüzgârların , </p><p> suçusun!...</p><p><br /></p><p>Bana ait değil, bu darmadağın, sefil ve yoksun kalabalık telâşlar. Bana ait değil, bu soğuk ve sert esen rüzgâr.</p><p><br /></p><p>Benim değil bu hüzün. </p><p><br /></p><p>Benim değil sere serpe uzanan çamurlu yolların, başı göğe ulaşan kuru ağaç dallarının teessüfü. Benim değil bu gam, benim değil söyleyip durduğum bu kasvetli sonbahar türküsü. Toza dumana karışmış cümlelerin, şiir diyemediğim nakaratların yükü. </p><p><br /></p><p>Benim değil bu dağ başı yalnızlığı.</p><p>Benim değil kara günlerin, yanık kokulu bu isli yüzü.</p><p><br /></p><p>Senin!...</p><p><br /></p><p>Haydi şimdi git, </p><p>Götür düşlerimi de toplayıp yarınlardan. Bugünü ve şimdi'yi de , </p><p> umutları da çal.</p><p><br /></p><p>Dostça kalamadın ama, sen yine de,</p><p> hoş -ça kal...</p><p><br /></p><p>.........................................................................</p><p><br /></p><p>ferkul </p><p><br /></p><p>1 Kasım 2022</p><p>21.05</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-40609259324797755542023-11-19T07:09:00.003+10:302023-11-19T07:09:43.478+10:30Üzmeyin....<p> Saçları kısa kesilmiş kadınları üzmeyiniz. </p><p>Çünkü onlar incelikten kırılmış bir zeytin dalıdır. Hassas yürekleri gün görmemiş, gülen yüzlerinin ardında dargın ve dalgın bir kalp vardır. En dibinden ve en uçtan kesiktir, eksiktir, hayatları. Kırıp da küskün dallarını, kör olmasın gözleriniz. Ahı büyük, yankısı derin olur. Yer "gök", dağ "tepe", sırtlar "ova" olur. Sanmayın ki, kırdığınız dal, yıktığınız kalp size "yuva" olur.</p><p><br /></p><p>Saçları kısa kesilmiş kadınları sevin..! </p><p><br /></p><p>Merhâmet ve şefkâtle besleyin lâfızlarınızı. </p><p>Öylece, çekip gitmeyin hayatından, yaralamayın. Susunca çöle dönen kalbini susturmayın. Konuşsun, çağlasın kelimeleri şelâle gibi, şiir olsun her adımı. Akarsu'ya bent olmayın. Çiçekleri dalında, kurutmayın.</p><p><br /></p><p> Zirâ, herkes gibi değildir kısa saçlı kadınlar. Duvarları vardır, yıkamazsınız. Bir kere ördüyse sabrından arta kalanları, betondan kalındır, öyle kolay sızıp giremezsiniz , kırıp dökemez, düze çeviremezsiniz.</p><p>Derindir yaraları, kabuk bağlasa da acısı ve kanaması ebedîdir . Ne yapsanız, n'eyleseniz, Kapatamazsınız.</p><p><br /></p><p>Ama bir kere sevmeye görsün, kısa saçlı kadın, sevdâsı da ölçüsüzdür. Uzundur, tükenmek bilmeyen bir membâdır sevgisi. </p><p>Bir ömür sayıklar adınızı, şarkı söyletir umutlara, her cümlesi nakarat olur. Aşk olur. Sadece bedeniyle değil, ruhuyla kucaklar, sarar, sarmalar sizi. Kendinizi arasanız da bulamazsınız. Tamamen kısa saçlarına gömülüdür adınızın her bir harfi. Bir hazine gibi, nazenin bir "menekşe" dalı gibi, pencere önlerinden kokusu dünyaya yayılır. Evinizi cennete döndürür de fark edemezsiniz. </p><p><br /></p><p>Kısa saçlı kadınların, sevdâsı da, hüznü de büyüktür azizîm. Ne Mecnun'un Leylâ'sına benzer, ne Ferhat'ın Aslı'sına. </p><p><br /></p><p>Her biri başka Dünya' dır....</p><p><br /></p><p>Kısa saçlı kadınları üzmeyin dostlar</p><p>Sevin...!</p><p><br /></p><p>Sevginizle uzasın her bir teli , ırmak kenarında büyüyen sarmaşık söğüt dalı gibi. Bukle bukle, sarsın, sarmalasın sizi mutluluğu, anca öyle bulursunuz huzuru.</p><p><br /></p><p>...............................................................</p><p><br /></p><p>ferkul </p><p><br /></p><p>9 Kasım 2022</p><p>21.10</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-29271762819880449462023-11-19T06:55:00.006+10:302023-11-19T06:55:29.521+10:30Susuyorum<p> Öyle, bakıyorum.</p><p> Öyle ba kı yo rum.</p><p><br /></p><p>Bakmakla görmek arasındaki farkı, biliyorum.</p><p><br /></p><p>Öyle, bakarak ve görerek, yaşıyorum.</p><p> Söylemesiniz de,</p><p> Sesinizi işitiyorum..</p><p><br /></p><p> Söylesem de, </p><p> Sesimi duyuramıyorum.</p><p><br /></p><p> Aptal sansanız da, a'ma-i âsam sansanız da, </p><p>kanmış gibi yapıp, aldanmıyorum. Bakıyorum, görüyorum, duyuyorum. Kör ve sağır değilim, şükr' ediyorum.</p><p><br /></p><p> Su su yo rum.</p><p><br /></p><p>Göz göre göre, kulak duya duya, </p><p> yürek seve seve, sessiz ve derinden </p><p> Yaşamak, zor.</p><p><br /></p><p>Bunu ben, iyi biliyorum.</p><p>....................................................</p><p><br /></p><p> ferkul(fatma erkul)</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-73910057314997224112023-11-19T06:55:00.001+10:302023-11-19T06:55:03.531+10:30Haydi, gel...<p> Haydi gel</p><p> Bir sevdâ türküsü söyle...! </p><p> İnanayım. </p><p> ..........</p><p><br /></p><p> "Su yakar, ateş akar de. </p><p>Dün bitti, yarın şimdi, geçti gitti , kış sadece bir mevsim adıydı", de. </p><p><br /></p><p>De ki, Kırmızı bir gül kokusu dolansın karlı yamaçlardan aşağı, kucaklasın sarmaşıklar gibi dünyayı.</p><p><br /></p><p> "Bugün bahar , yarın yakın.</p><p> Daha ne çiçekler açacak. Ne menekşe kokuları saracak dünyanı. Kelebekler yollarda, ağaç dalında kuşlar, seni bekler umutlar" , de.</p><p><br /></p><p> Bir şarkı söyle , bir şiir, yalansız.</p><p><br /></p><p> Bir uçurtma salalım gökyüzüne eskimeyen bir umutla, süzünsün bulutlarla...</p><p><br /></p><p>Bir avuç su serp kurumuş yüreğe, </p><p>damla damla silinsin yüzümdeki izi kederin. Coşkun seller gibi, gümbür gümbür akıp giden şelâleler gibi, oltaya takılıp da denize fırlatılan balık gibi, dalga dalga, fersâh fersâh maviye </p><p><br /></p><p> Kanayım...</p><p><br /></p><p>.........................................</p><p><br /></p><p> ferkul</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-57737088465319158842023-11-19T06:54:00.002+10:302023-11-19T06:54:25.040+10:30Neden bu hüzün....<p> "Kötü bir resim asarım korkusuyla </p><p> Hiç resim asmadım;</p><p> Kötü, yaşarım korkusuyla </p><p> Hiç yaşamadım..."</p><p>...</p><p> demiş biri..</p><p><br /></p><p> "İyi", yaşamanın açılımı, dosdoğru yolunda gitmekse, yanılmayan, şaşmayan bir çizgide yıllar boyu yürümekse, merhâmetin ve şefkâtin bereketiyle, insana ve mahlûkâta, olana, olmuşa, olacağa teslimiyetle, sadece yaradan için bakabilmekse, yürekten,</p><p><br /></p><p>İki kere değil, bin kere düşünerek adım atmaksa, yanlış da yapsan sonunda, pişmanlıkla, nedâmetle geri, silbaştan çevirmekse çarkları, yolun en baş çizgisine oturtmaksa, taşını</p><p><br /></p><p>Seviyor ve sevilmeyi beklemeden, </p><p> karşılık ummadan verebiliyorsan sürekli. </p><p> Doğrudur.</p><p><br /></p><p>Ama yorulmak da, yoğrulmak da, kaderden. Vazgeçmek de, bir tercihtir, günden, geceden, bazen de kendinden.</p><p><br /></p><p>"Yâr, için yâren'den geçerek yaşamak, dosdoğru ve büsbütün.</p><p><br /></p><p>Öyleyse, neden bu hüzün..?</p><p><br /></p><p>..................................................</p><p><br /></p><p>ferkul </p><p><br /></p><p>7 Aralık 2022</p><p>12.35</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-71146783728121797262023-11-19T06:53:00.005+10:302023-11-19T06:53:46.804+10:30Yavaşlamak ve durmak<p> Koşuyoruz, yoruluyoruz ama, yavaşlamak ve hatta "durmak", bedene de hayata da, " iyi " gelmiyor, anladım.</p><p><br /></p><p> "İşleyen demir", canlandırıyor, parlatıp temizliyor vücudu ve ruhu. Demir, sert ve güçlü durmasıyla, demir. İnsan, yaşadıkça meşguliyetle ve koşturdukça, insan oluyor demek ki. Geri kalanı ruhsuz ve sağlıksız, bir beden.</p><p><br /></p><p> Ateşsen, yanmalı. Ocaksan, tütmeli. Durmamalı , yavaşlamamalı, durdurmamalı zamanı , azizîm ...</p><p><br /></p><p>Çünkü hayat, yavaşlamayı ve durmayı sevmiyor.</p><p>.............................................</p><p><br /></p><p>ferkul </p><p><br /></p><p>10 Aralık 2022</p><p>16.50</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-7684542176104915832023-11-19T06:53:00.001+10:302023-11-19T06:53:07.883+10:30Ateş ve köz<p> Sonra, </p><p>Arada bir aklıma düşüyor yüzün. </p><p>Siliyorum kalemin ters ucundan hızlıca. </p><p>İvedi bir telâş kaplıyor içimi. Yanık bir koku burnumda. Dumansız yangınlar artık hem içimde, hem dışımda. Bulamıyorum kendimi, kaybolan med cezir dalgalarında.</p><p><br /></p><p> Kırık kalpler diyorlar ya, aslında kırık değil hiç biri. Bir çok kırık parçadan toplanmış yürek kesiği. Ne işe yarar kesik bir kalp parçası, </p><p> neye yarar yarınlara biriktirilmiş iki göz izi? Bir " ben" kalır mı bana , bunca yıkık ''sen"den sonra. ..?</p><p><br /></p><p> Yanıp da dumanı üstünde tüten, boğucu bir duman, sevdân. Zemherî bir mevsimde, hiç ısıtmayıp parmak uçlarına kadar üşüten, gözbebeklerimden damlayan yaşları bile donduran bir ateş. Öylece, biteviye, acımasızca, sıradan. </p><p><br /></p><p>Kül ve duman. </p><p> Ateş ve köz. </p><p> Adından arta kalan.</p><p><br /></p><p> ***</p><p><br /></p><p>Ah be sevdam, ah be iki gözüm, </p><p><br /></p><p>Yanası, yakılmayası, yakamayası</p><p>Uzak yollardan, dağ başlarından, çıkmaz sokak sonlarından, düşlerden çıkamayası. Dönüp dolaşıp bana gelesi .</p><p><br /></p><p> Ah be güzel Yaradanımın imtihânı,</p><p> iki başımın tek cezası</p><p><br /></p><p>Böyle mi sevilir insanca...?</p><p>Bir insan bir insana, dokunur mu böylesi ateşle, korla ..?</p><p><br /></p><p> *** </p><p><br /></p><p> Artık, adındır bağrımı yakan</p><p>Her yer kül, duman...</p><p> Her yer kuru kan kokusu...</p><p><br /></p><p> Senden geriye kalan...</p><p><br /></p><p>...........................................................</p><p><br /></p><p>ferkul </p><p><br /></p><p>(Fî, idi tarihi, geçmiş sanmış idim izi...)</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-30493032817259893852023-11-19T06:52:00.006+10:302023-11-19T06:52:32.503+10:30Karşıyım<p> Karşıyım.</p><p>Emek verip kadir kıymet bilinmemeğe, </p><p>bin kez gülümseyip bir kez kaşını çattığında, alnın ortasına "suratsız", damgasının yapıştırılmasına.</p><p><br /></p><p>Kadının, çalışıp da, onca koşturmacasından sonra bir cumartesi, pazarı olmamasına. Hem evde, hem dışarıda çalışarak , bir dakika kendine zaman ayıramamasına. Hiç yoktan, boşu boşuna geçen yıllara, zûlmün yaşamaktan sayılmasına, sevgilerin kıymet bilmeyen ellerde ziyânına, elde var avuçta yok sevdâlara..</p><p><br /></p><p>Karşıyım, uçamayan saçlara, taranmayan saç uçlarına, dokunulmayan yüreğe, düzleşmeyen yokuşa. Çıkmaz sokaklara, temmuz sıcağında zemherîye, ne yapsan ne etsen de bir türlü gülmeyen aynalara.</p><p><br /></p><p>Karşıyım</p><p><br /></p><p>Dost görünüp arkadan kuyu kazana, sevmediği halde seviyormuş gibi yapan eşe dosta, arkadaşa, sevgiliye, kardeşe.</p><p><br /></p><p>Karşıyım , güle oynaya hazırlanan aşın , tadının tuzunun olmamasına. Fazlasıyla ve ziyâdesiyle hebâ olan, dostluklara. Almadan vermemeye, veren elin, dünya áleme ilân edilmesine, beş para etmez insanın altın muamelesi gördüğü halde, şükür ve ihsân eylememesine.</p><p><br /></p><p>Emeğe saygısızlığa , sevgisizlikten çok, ahde vefâsızlığa, yağan yağmurun doğan güneşe aldanışına, fırtanın bildiği gibi esmesine, yön değiştirmemesine, bir türlü durulmayan sele, borana, áfete.</p><p><br /></p><p>Karşıyım, işte karşıyım.</p><p><br /></p><p>...........................................</p><p><br /></p><p>ferkul </p><p><br /></p><p>14 Aralık 2022</p><p>20.30</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-70931619705844691692023-11-19T06:52:00.002+10:302023-11-19T06:52:05.659+10:30Yazmak <p> Kendime YAZILAR, yazıyorum</p><p> Kitaplar dolusu, kusuyorum</p><p>Kendim yazıp, kendim okuyorum.</p><p><br /></p><p> Ne kitap oluyor, ne kağıt olsa, okunuyor... </p><p>Hadi, olsun bari bir kağıt kokusu dolsun diyorsun, satır aralarına; " hüzünden neş'e doğsun, akşamlarım sabah olsun. Yarın, artık, bugün olsun!.." , istiyorsun , istiyorsun, insansın. </p><p><br /></p><p> Onca yayınevi, arayış, bulamayış, hepsinde para, pul, bulsan da kaybolmuşluk hissi, kalemin peşini bırakmıyor Pes edesin geliyor , kelâmı kırasın, karalayasın onca yaşanmışlığı, yazmışlığı, kusasın. 😓</p><p><br /></p><p>E ama, yazmasan da olmuyor. Durulmuyor su dediğin, sen set çeksen de, taşıyor, öylece akmak , istiyor.🗣</p><p><br /></p><p> Boşa giden bir sürü emek. Çaba, zaman. </p><p> Yerine ve insana ulaşmayan bir ufuk çizgisi. </p><p> Gittikçe daralıyor. </p><p> </p><p> </p><p>Ama yazmak bana iyi, geliyor...🕳</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-84182940984049856442023-11-19T06:51:00.003+10:302023-11-19T06:51:29.678+10:30İyi, gelir<p> Sonra, yutkunduk. </p><p>Bir saksı koyduk balkona, bol yapraklı. Mor ve yeşil. Kokusu yarınlara saklandı fesleğenlerin, kurudu dalları, kökü karıştı toprağa.</p><p>Unuttuk adını mavilerin. Rengiyse göğe yakıştı, güneşle eş, bulutla kardeş...</p><p><br /></p><p>Bir çay koyduk kan kırmızı. Demini aldı hüzünler. Çok çok uzakta artık kanadı kırık martısıyla denizler. </p><p><br /></p><p> "Sevmek", dedik, zaten düşten öte, nedir? Düşse, bizden, kendimizdendir.</p><p><br /></p><p>Hamd ile tevekkül de, kaderdendir.</p><p><br /></p><p> Bir uyudum, bir yudum daha.</p><p><br /></p><p> Çaya bir şeker, " iyi" gelir.</p><p><br /></p><p>..................................</p><p><br /></p><p> ferkul</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-78367594825150166782023-11-19T06:50:00.003+10:302023-11-19T06:50:58.762+10:30Neylerse...<p> Sen seviyorsun, diye , kimse seni sevmeyecek.</p><p>Sen iyisin diye kimse sana " iyi", olmayacak.</p><p>Sen bir adım attın diye, kimse "sana", on adım gelmeyecek.</p><p>Sen affettin diye kimse, bir daha seni incitmemeyi düşünmeyecek. Sen kırıldın diye, dünya álem kırılmayacak. </p><p><br /></p><p>Dünya bu dünya , başka dünya yok. Sen "razı" değilsin diye , "dursun beklesin", dedin diye, hiç yerinde duracağı yok. Sen olsan da, olmasan da, dönecek. Kaçarı yok.</p><p><br /></p><p>Bir yerde okumuştum;</p><p><br /></p><p> "Hiç bir zaman, her şey çok güzel olmayacak </p><p> Çünkü sen, hep imtihan olacaksın. "</p><p><br /></p><p>Sınavı umursamadığın için, kimse seni alkışlamayacak. Umursadığın için de mükâfat, yok kimseden. Gerçek ödülü yaradan, imtihan sonunda, artılarını eksilerden çıkartıp çoğaltarak verecek.</p><p><br /></p><p> </p><p>Sen üşüyorsun diye diye zemherî ortasında güneş açmayacak, açsa da ara ara, " o ellerin, parmak uçların", hiç ısınmayacak. </p><p><br /></p><p>Sen üzgünsün diye, dünya álem máteme bürünmeyecek. Şen olasın diye de , gökyüzü toz pembeye boyanmayacak. Arada, sevsen de sevmesen de, "gri de lâzım". Hep siyah ya da beyaz, kırmızıyı çağırmayacak. </p><p><br /></p><p>Bazen, bulanacak aklın da. Hep yerli yerinde ve dosdoğru, olmayacak.</p><p><br /></p><p>Sadece imtihândasın, kopya çekmen mümkün degil. Bu sınavın şıkkı yok. Çoktan da, seçemiyorsun, aza da indiremiyorsun. Kaytarmak, kaydırmak, atıp tutmak bu sınavın geçeri değil. Ne kadar çabalasan da, olacak olan olacak, emelin kaderin ve kederin ederi değil.</p><p><br /></p><p> Bunu bil, ve öyle yaşa.</p><p> Daha kötüsü, daha iyisi, daha güzeli, en beter çirkini, belki gülbe şekeri, belki bal acısı, belki de en zehr-i dünya.</p><p> Ne gelirse, kısmetine.</p><p><br /></p><p>Öylece, bakıyor ve yaşıyorsun.</p><p><br /></p><p> Kaçarı, ederi duâ.</p><p>Sen önce kendini temizle, olmadı mı sal gitsin, herkes çamurunda kirlensin.</p><p><br /></p><p>Akışına bırak suyu, teslimiyetle, tevekkülle,</p><p> Mevlâ n'eylerse , güzel eylesin...</p><p><br /></p><p>.............................................................</p><p><br /></p><p>ferkul (fatma erkul)</p><p><br /></p><p>22 Aralık 2022</p><p>21.46</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-7700559675495716822023-11-19T06:48:00.003+10:302023-11-19T06:49:58.606+10:30Kolay olan, aslında zor olandır<p> Öyle kolay ki, saklamaktan ziyâde,</p><p> Sevgiyi, göstermek ve samimî yaşamak.</p><p><br /></p><p>Öyleyse bunca "acı", niye...?</p><p><br /></p><p> Niçin zûlm ediyoruz, sevdiklerimize</p><p> Neden kapatıyoruz kapıları..?</p><p>Azıcık "açık" bıraksak , aralasak, zor mu? </p><p><br /></p><p>Akşamın gelişi sabahın aydınlığından. </p><p> Gecenin güzelliği yıldız ve ay' dan. </p><p><br /></p><p>Kilitli kapı dediğinin ardı karanlık, hiç yokuna boşluk. Sevmeyi bilmemek, içmeden sarhoşluk.</p><p><br /></p><p>Azcık öğrensek "sevmeyi" göstermeyi çocuklardan, azıcık "feyz" alsak gülümsemelerinden. "Çocuk olabilsek", çocuk "kalabilsek" büyümüş ruhlarla. </p><p>Onlar kadar masum yaşayabilsek, </p><p> Her şey çok daha, güzel olacak...</p><p><br /></p><p>Öyle değil mi..?</p><p><br /></p><p>..............................................</p><p><br /></p><p> ferkul</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-83407830747504999582023-11-19T06:47:00.005+10:302023-11-19T06:47:52.989+10:30Düşle....<p> Güneşli, güzel bir gün düşle, bahçeler dolusu kırmızı güller, menekşeler, nergisler, akşam olunca kapanmayan papatyalar... </p><p><br /></p><p>Farzet ki mevsim bahardır, farzet ki hiç yanılmadın, hiç yaşanmamış onca kışlar, geçip gitmemiş onca mevsim, üşümemiş hiç parmak uçların. Yalan nedir bilmemiş kalbin.</p><p><br /></p><p>Farzet ki, bu gün doğdun, gözlerinde hiç sönmeyen ışıklar ...</p><p><br /></p><p>Bir kuş konmuş pencerene, gagasında zeytin dalı, kanadında sevgiler...</p><p><br /></p><p>Haydi,</p><p><br /></p><p> Gülümse.😊 </p><p><br /></p><p>.</p><p><br /></p><p> ferkul</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-13265981911273920252023-11-19T06:47:00.002+10:302023-11-19T06:47:20.811+10:30<p> İnsan , hayatta önce kendini sevmeli.</p><p>Kendini sevmeyen, önemsemeyen, değer verip kıymet bilmeyen insanın, toplumda bir yer edinmesi mümkün değil. Çünkü insanlar, daha çok öz benliğine, kendine saygı gösterip , özenle, itinâyla vücuduna ve ruhuna "iyi" davrananları daha çok benimser. </p><p><br /></p><p>Bu tür insanlar, toplumda dikkati çeken, sözü dinlenen, konuşabilen, oturuşu, kalkışıyla, duruşuyla yürekleri feth eden insanlardır. Çalıştıkları işte, el attıkları bütün mesleklerde öne çıkıp yükselirler. Çünkü, başarı için en önemli etken, kendini sevmek ve önemsemektir. </p><p><br /></p><p>Aynı şekilde hayatta başarı kadar mutluluk da insanın kendi öz benliğine saygısıyla ortaya çıkarak, "saygın", bir kişilik sergilemesiyle, ancak mümkün olabilir. Sen önce "sana" sevgi ve saygı duy ki, başkaları da "sana", saygılı ve sevgili olsun.</p><p><br /></p><p> Bazı insanlar, sanıyorlar ki, "hep başkalarını önemseyip kendini hiçe sayarak, daha çok sevilip , saygı duyulurum". Halbuki bunun adı, vericilik. Hep verip almamak ruhu çökertir. Zamanla bedeni de bir yorgunluk, bir pes ediş kaplar . Çünkü, almadan vermek, insanın doğasında yok. Önce kendin ayakta kalabilmelisin ki, etrafına, sevdiklerine, sevmediklerine, dağ olabilesin. Hiç bir dağ yoktur ki, taşıyla, toprağıyla, dimdik duruşuyla, en dipten tutunduğunda, yıkılabilsin.</p><p><br /></p><p>Önce kendi öz benliğimize saygılı olalım, sonra geri kalanlara zaten, kucak açılır.</p><p><br /></p><p>Biz, "ben" olamadıktan sonra, nasıl "çok", olabiliriz ki.</p><p><br /></p><p>Düşünüp, irdelemek, kendini tartmak lâzım.</p><p><br /></p><p>Bende, "ben" ne kadarım...? </p><p> Sonra, diğerleri "bende" ne kadar?</p><p><br /></p><p>Hepimiz ne kadar, "birbirimizde", varız...?</p><p><br /></p><p>.............................................................</p><p><br /></p><p>ferkul </p><p><br /></p><p>28 Aralık 2022</p><p>21.17</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-47266103304971260482023-11-19T06:46:00.005+10:302023-11-19T06:46:53.702+10:30Hayal et<p> Hayâl kurmanın duâ etmekle bir ilişkisi olduğuna eminim. Söylenen her sözün de, dile ve yüreğe düşenin de, duâ yerine kabul gördüğünün de. </p><p><br /></p><p>Çocukluğumdan beri hayâl ve duâ'dan yana çalışan bir ruhum var. Bundan da hiç şikâyetçi değilim. Buna rağmen gerçek olan da oldu, olmayıp da hüsrân duyduğum da. Yine de, Verenden de, alandan da razı olmak, düstûrum.</p><p><br /></p><p>2023 yılına ve sonrasına dair de, hiç olmayacak diye bildiğim, yine de hayâl etmekten geri duramadığım dileklerimle, yaşıyorum. Hani ; "hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, bugün ölecekmiş gibi ahiret için", gibi gibi.</p><p><br /></p><p>Meselâ:</p><p><br /></p><p>1- İstanbul'u hiç görmediğim halde fotoğraf ve videolarda izlediğim, boğaza nazır yalılardan birinde çay yudumlarken 😃şöyle bir kaç yıl, ruhumu dinginleştirmek. Geçen gemi ve vapurlara, hatta martılara el sallayarak, şükrümü zenginleştirmek.🙃💨</p><p><br /></p><p>2 - Derler ya, bir tek şiir için yazar şairler, </p><p> "o" bir veya daha fazla şiir ve yazımı 2023' de yazabilmek.😇</p><p><br /></p><p>3- Burada, neredeyse, her gün yazdığım yazı ve şiirlerimin ( hak ediyorsa), yerini yurdunu , bulabilmek, yaşarken bu mutluluğu da tadabilmek🤍✍️</p><p><br /></p><p>3- Dostluğa , sevgiye ve aşka dair ne varsa, hayâl kırıklığı olmadan, yaşayabilmek🩶</p><p><br /></p><p>4- Bolluk ve bereketle, sıhhâtle, huzur ve inşirâhla her güne gülümseyerek uyanabilmek💥</p><p><br /></p><p>5- Kullarının ve Rabbîmin rızasını, sevgisini kazanabilmek. Bir hac ve umre ziyaretiyle, nur ve hidâyetle ile haşr olabilmek...</p><p><br /></p><p>5- Üniversite bitiren çocuklarımın hak ettikleri gibi, bereketle ve bollukla iş bulabilip, hayırlısıyla, güzeliyle, nuruyla mutlu bir yuva kurmalarını, şükrederek görebilmek🫠</p><p><br /></p><p>6- Bahçesi orman, önü denize bir kaç adım bir evde sakin, huzurlu ve mutlu bir yaşamak nefesi, alabilmek.👁</p><p><br /></p><p>7- ve saire.. Ve saire... Ve saire...</p><p>Hatta ve benzeri de olabilir.🙃❤❣️ </p><p><br /></p><p>" İsteyin vereyim, diyen bir Rabbimiz var şükür. Olanı, olacağı tayin eden de, bir kader...</p><p><br /></p><p>Bugünümüze ve şimdi' ye hamd ediyoruz ama, neden daha fazlası olmasın...?🙃❣️💫💫</p><p><br /></p><p>Mutlu, umutlu, bol dua ve amelli, hayallerimizin ve dileklerimizin gerçek olduğu sağlıklı bir yıl değil ; ömür , diliyorum.💫💫💫💥</p><p><br /></p><p>.............................................................</p><p><br /></p><p> ferkul (fatma erkul)</p><p><br /></p><p>31 Aralık 2022</p><p>19.20</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-799102364992976612023-11-19T06:46:00.001+10:302023-11-19T06:46:10.006+10:30Var<p> Kışın bahara,</p><p> Gülün dikene,</p><p> </p><p>İnsanın insana</p><p> Kulun Rabbine</p><p><br /></p><p> Hüznün şiire</p><p> Şairin aşka</p><p>İhtiyacı var...</p><p><br /></p><p>..................................................... </p><p><br /></p><p> ferkul</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-7721732512460396362023-11-19T06:45:00.005+10:302023-11-19T06:45:39.563+10:30Baksana<p> Dolu, tarafından bak. </p><p>Yarısı boşsa da bardağın, içilip doldurulabilen bir şey'dir çay. Tükense de sonuna kadar, </p><p> Tekrar ve tekrar yenilenebilir.</p><p><br /></p><p>Hayat da böyle değil mi..?</p><p><br /></p><p> Öyleyse, tüket, bitir, sonra yeniden dolsun...</p><p><br /></p><p>Dönüp duran devrân içinde , yeter ki </p><p> umudun olsun.</p><p><br /></p><p>.......................................................</p><p> </p><p> ferkul (fatma erkul) </p><p><br /></p><p>9 ocak 2023</p><p>12.00</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-8992914036929317912023-11-19T06:45:00.001+10:302023-11-19T06:45:05.674+10:30Vuslat<p> Ben </p><p>Yazılmamış defter</p><p>Okunmamış şiir </p><p><br /></p><p>Sen</p><p>Kitaplar dolusu sevdâ. </p><p><br /></p><p>Orta yerde bir boşluk</p><p>Adın, tükenmeyen bir sarhoşluk,</p><p><br /></p><p> </p><p>Buluşamayız...</p><p><br /></p><p>.....................................................</p><p><br /></p><p> ferkul</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-69789087036182323972023-11-19T06:44:00.004+10:302023-11-19T06:44:36.081+10:30Kan, revan....<p> Kimsesiz çocuklara "ev" olmak istiyorum</p><p>İşsizlere iş, aşsızlara "aş"</p><p> Kendime bir "ben".</p><p>Sevgiden bîhaberlere "çiçek"</p><p> Sonra , evirip çevirip tokatlamak kötülükleri, dişe diş,</p><p> Göze göz,</p><p>Kinse, de intikâmsa da, hem düşten, hem günden , hem de tá öteki dünden.</p><p><br /></p><p>Kırılıp, onardığım dallar sarılmaktan usanmışken</p><p>Dönüp bakıyorum arkaya. </p><p><br /></p><p>Herkes kimsesiz</p><p> Sevgisiz, yaredân.</p><p><br /></p><p> İşsiz, aşsız, güçsüz devrân.</p><p> Her yer kan, </p><p> Her yer kân.</p><p><br /></p><p>..................................................</p><p><br /></p><p> ferkul</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-51072661108727000952023-11-19T06:44:00.000+10:302023-11-19T06:44:01.562+10:30Dört<p> Onca kara bulut arasında yağmur olmak ne mümkün?</p><p>Bunca kala/ba/lık arasında insan kalabilmek ne mümkün?</p><p><br /></p><p>Yağmur olup yağmayacaksan, bulut olmak ne gerek?</p><p>İnsan olup sevmeyeceksen, kalp taşımak ne demek?</p><p><br /></p><p> ***</p><p>Yaşamak , mevsimlerden, öğrendiklerimizden , ve düşündüklerimizden ibaret...</p><p><br /></p><p> Öyleyse iki kere iki neden, dört değil?</p><p><br /></p><p>.</p><p><br /></p><p> ferkul</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1439323304759854687.post-67686924467317637132023-11-19T06:43:00.004+10:302023-11-19T06:43:33.081+10:30Özlemek sevgidendir<p> "Özlemek'', sevginin uzunca, söylenişi. </p><p>"Özledim", sevgiden iki fazla, çokça eksik. Uzun uzun serzeniş kendine. Sitemle eşit olsa da , özlemek sevgiden daha fazla "yol", demek. </p><p><br /></p><p>Yanıbaşındayken özlüyorsan sevgiliyi, yolu da geçip gözünün önünde sıra dağlar demek, çıkılamaz tepe, sırtlar, varılamaz yol, söylenemeyen kitaplar dolusu kelime.</p><p><br /></p><p> Özlemek, beklemek'le eştir.</p><p> Ve , sevmekten gelir.</p><p><br /></p><p>Özlediğiniz biri varsa sevginiz ve merhâmetiniz de var demektir. Çünkü özlemek , sıra dışı bir gurbettir. Uzak yakın farketmez. Büyütür. Olgunlaştırır, yoğurur, yorar adamı. Yoğrulmak da kaderdendir .</p><p><br /></p><p> İnsandan olana, bir özlem, bir sevgi, bir de beklemek, bütün bir ömre bedeldir...</p><p><br /></p><p>.......................................................</p><p><br /></p><p> ferkul (fatma erkul)</p><p>23 ocak 2023</p><p>20.30</p>siirimsihttp://www.blogger.com/profile/03388743695056232013noreply@blogger.com0