SÜLALE
Bugünlerde hep tamam artık, bitti dediğim değerleri, yaşama
ve insana dair yanılgınlığımın yanlış olduğunu, hala var olan bazı değerleri ve
sevgiyi, yakınlığı, sıcaklığı, yaşayan insanlar olduğunu, sanki bana anlatmak
için önüme bir halı gibi serilmiş güzellikleri yaşıyorum...
Ve umudum artıyor gitgide, hayat,bağlılık kelimelerinin
anlamları üzerine, yaşama sevinci adına, sevgi ve insanlık adına atılan
adımları gördükçe daha bir kılıç kuşanıyor, seviyor, seviniyor insan...
Güzel bir etkinliğe katıldım bugün... Dün akşam aldığımız
bir davet adına, bir piknik; aile toplantısı... Hani bilirsiniz eski Türklerden
beri bir gelenek haline gelen sülale, kavramı, aile ismi, lakabı kavramı
vardır... Annemin de böyle bir lakabı var... Antalya yakınlarında küçük bir
ilçe benim memleketim; Bucak... Durna_lar
sülalesini tanıma, kaynaşma, akraba ve aile birliğini sağlama hedefiyle düzenlenmiş
bir piknik. Duyduğum anda artık bu unutulan kavramları hatırlayan ve bunun için
emek harcayarak bu toplantıyı hazırlayan kişilere bir katkıda da ben bulunmak
için gitmek istemeseler de ailemi zorladım...
Ve gittik...
Ömer Durna... Yüreği güzel, kalbi dostluk için atan biri,
sevimli, cana yakın tavırlarıyla, candanlığıyla, merakıyla karşıladı bizi;
hangi Durnalardan 'sınız?...Tebrik ettim kendisini, keşke bu tarz etkinlikleri
planlamayı ve hatta katılmasalar da desteklemeyi hedef alan, akrabalık
ilişkilerinin sürdürülmesi ve devamı adına adım atan böyle insanlar olsa hep,
bitmese, tükenmese....
Kendisi bir öğretmen, Antalya'da yaşamasına rağmen
yıllardır, memleketi ve insanı için çabalamış.Antalya'da sırf bunun için Bucaklılar
derneği kurarak öğrencilere ve zor durumda olan bütün bucaklı hemşehrilerimize yardımcı olmayı
hedef edinmiş bir insan...Zaman zaman mezun ettiği, iyi yerlerde olan kendisi
gibi güzel yürekli yetiştirdiği öğrencilerinden de destek almış...Bence bu
yardımsever tavırlarıyla, aşıladığı iyilik tohumlarıyla öğretmenliğin gerçek
anlamını yakalamış nadir insanlardan biri...
Dedeler, oğullar, kızlar, torunlar, bebekler, çocuklar....En
az 100 kişi vardık... Kimisi yıllardır görmediği akrabalarını sevinçle
kucakladı, kimsi hiç görmediği sadece ismen hatırladığı akrabalarını tanıma
heyecanı, kan bağı olan insanların birbirileriyle kaynaşması görülmeye değerdi....
Soğuk su, unutulmamış...
Ve odun ateşinde demlenen çay...
Yaz elması ve karpuz....
Pilavlar, dondurmalar, çaylar, dolmalar,sarmalar,pastalar
eşliğinde, hakikaten özenle hazırlanılmış bir piknikti...
Bu yılların yorgunluğu yüzüne yansımamış, durnaların en büyüğü; dedemiz....
Bu da sülalenin en küçüğü...
Çocuklar her yerde olduğu gibi, eğlencenin en doruğunda, nasıl da mutlular!...
Her biri bir yerde dağılmış, koyu sohbette Durnalar....
Soyağacı ,soyadını taşıyan insanları bir araya toplamak ,tanışıp kaynaşmak bence çok iyi bir fikirdi... Siz ne dersiniz?...Hanginiz soy isminizi taşıyan yakın akrabalarını, onların çocuklarını ve torunlarını tanımak istemez? Öyleyse bir adım....
ferkul
18temmuz2010
21;38