Bu Blogda Ara

27 Şubat 2020 Perşembe

yüreği güzel insanları sevin



Yüzü değil, yüreği güzel insanları sevin azizim.
Yüreği güzel insanları...



Dokunmadan kokusu gelsin buram buram, uzanmadan elleri. Varlığıyla kuşatsın, güç versin yorgun yüreğe, ümit olsun zemheriye. Yıldız olsun aydınlatsın geceyi, güneş olup beyaz bir buluta yaslandırsın başınızı. Bahar olsun kuşatsın gönlünüzü. 


Dostsa da , kardeşse de, yârse de, yârense de, çiçek açtırsın bahçenize, gül sunsun diken değil. Uçsuz bucaksız bir gökyüzü versin her cümlesi, konuşmadan anlasın, söylemeden dinlesin. Ve o küçük çocuğu tutsun çıkarsın içinizden, kahkahaları inletsin yeri göğü, rengârenk balonlar uçursun yüzünüzde.

Sözü değil bakışıyla bile inciten, merhametten ve sizden bir nasip almamış insanları görün artık azizim. Görüp de bakmadan, geçip gidin. Farzedin, bir yağmur damlasıydı toprağa konup da yeşertemeden gökyüzünde, kurudu. Ne çok yağmurlar güneşe yenilip gökkuşağıyla yok oldu. Hiç mi bulut görmediniz, görüp de çizip silmediniz ?


Yüreği saydam insanları sevin, yüreği camdan insanlardan feyz alın. Almaktansa vermeyi bilenleri katın kâğıttan gemilerinize, yüzdürün!... Deniz aynı deniz nasıl olsa, dalga aynı dalga. Sizdense korkmayınız, esen rüzgâra aldırmayınız. Tufansız, fırtınasız, savaşsız durulsun artık mavide gözleriniz. 

Dişinizle, tırnağınızla, kana kana kazarak bir dağı,hakettiniz siz zirveyi. Vermeyin artık, alın!...

Özü sözü yüreğiyle bir, kelâmı güzel, incitmekten korkar gibi bir karıncayı, kırmaktan imtinâ eder gibi bir zeytin dalını, kelimeleri özenle seçip dilini şefkâtten yana kullananları, yüreği de dilinden özel insanları seçin, oturtun gönül tahtınıza, hiç kalkmasın yerinden.


Yüreği güzel insanları sevin azizim, yüreği güzel insanları...



.........................

ferkul

26 şubat 2020
02.40

25 Şubat 2020 Salı

Affetme duygumu kaybettim, hükümsüzdür"...



"Nasıl olsa affeder" zihniyeti, bana kendimi getirdi. Ziyâdesiyle, yakın bildiğim uzaklara şükranlarımı sunuyorum...

Kendim olmak, beni görebilmek aynada, yıllara ve yorgun gözlerimin kenarındaki kırışıklıklara rağmen harika bir duygu.

 Bazen kaybettiklerimiz bize çok şey kazandırır.
 

Kazanmak için de kaybetmek, hatta kaybolmak gerekir bir çıkmaz sokakta. Ki, her kaybediş de kendini bulmaktır bir kırık parçada. Zaten bütünü oluşturan da parçalar, değil mi ?

Çoklu bir denklemden bilinmeyeni ortaya döküp de çıkarmak gibi. . .

Seni sende bulmak, en büyük kazanç aslında.

Sonrası tam da bu:



"Affetme duygumu kaybettim, hükümsüzdür"...


...............

ferkul

24 şubat 2020
01.15

23 Şubat 2020 Pazar

Şarkı söyle...




Ne var şimdi yazacak.
Otur cam kenarında sokağı izle. Sanki saatleri yarıştırır gibi hızla geçen arabalara söylen, korna seslerinden dem vur, camda yansıyan gölgene el salla. Gökte kayan yıldıza bak, geceyi aydınlatan aya bak, sokak lambasında oynaşamayan ateş böceklerini düşle. Televizyonda konuşmayı bilmeyip savaşan dizileri izle. Sevgiden ve sevmekten nasip almamış şiirler oku, kavuşmanın ve aşkın alfabesinden bîhaber romanlardan geçir gözlerini.



Bir küçük kuş kondur yüreğine. Bir kanatlan şöyle. Kıpırdasın, içinden dışına duyulsun kanat sesi. Dostluğun ve insanlığın harflerini koy avucuna. Saymayı ve küsmeyi unutmuş gibi, hiç kırılmamış , devrilmemiş gibi bir dağın ardından; sırala!...
Çay demle, bir kaç avuç sıcaklık serp yüreğine. Bir kaç yudum sevda ek, düş kur. Düşmekten yorulmuş dizlerine yürümekten söz et. Yürü adım atmadan, kilometrelerce.


Bir kitap oku, dua et. Ne bileyim işte ayrılığın ve ayrıştırmanın hüznüne inat, neş'eli bir şarkı mırıldan. Bir kaç telve kahveden sür yalnızlığına, yârmış gibi, yârenmişcesine dost gülüşüyle bir ses ekle telefona.
 Gecenin bir yarısı bu yazmak sancısı da ne?


Git uyu, sarıl çiçekli yorganına. Masal anlatsın sana dünden kalmış düş/üş/ler ülkesi. Dışarıda uğuldayan rüzgâra bir selâm çak, bir veda cümlesi dola diline. Bir hoşçakala sığdır kadir kıymet bilmeyeni, canı kandan görmeyeni; uzak ülkelere, ötelere at hüzünleri. Kendinden kurtarıp da bir ferahlat kendini.


Yıllar boyu sakladığın küçük kız çocuğunu çıkar dışarı, ör uzun saçlarını ellerinle. Üşümesin diye sıkı sıkı giydir, zemheri ayazında kalmasın elleri. Sar sarmala kucakla, pamuklara beze, bayram şenliği gibi balonlarla donat yüzünü. Demirden bir duvar geçir yüreğinin orta yerine. Ki, öyle kolay kırılmasın, öyle çabuk kanamasın her bir damarı. Küsüp de kaçmasın yine içine. Kaybolmasın çıkmaz sokak sonlarında. Kaçırma!..



Sonra geç aynaya. Şarkı söyle...


..........................


ferkul

22 şubat 2020
03.10

17 Şubat 2020 Pazartesi

Denizden biraz gökyüzü çaldım.😊




Bugün hava güzeldi.

Kendimden bir gün çaldım. Bir de mavi gökyüzü. Biraz deniz, çokça köpük. Kuş cıvıltısı, martı kanadı, deniz ortasında yelkenli bir kayık tadı. Sahilde bir ayak tıkırtısı, küçük bir kedi mırlaması, uzaktan bir bağlama türküsü. Biraz kalabalık aldım içime; insan sesi, bir masum çocuk gülüşü kattım nefesime. Bir köpeğin başını okşadım. Beyaz bir kedinin yeşil gözlerinin içine baktım, kedi bana baktı, ben ona. Sanki o da gülümsedi.

Bir bulutun resmini çizdim, bir şarkı mırıldandım; biraz mutluluk. Bu gün hayattan bir an çaldım, saatlere böldüm, çarptım, topladım, eksiltmedim; çoğalttım. Bir baktım ki kalabalıklaşmışız; bir ben, bir parça sen, çok parça siz... Hatta çokça küsmüslüklerimden de bir gülüş aldım. Değdi yüreğim ellerime. Ki, o ellerim bugün hiç üşümemişti.

Bugün hava güzeldi.

Bahardan biraz güneş sürdüm gözlerime, yüzüme. Biraz bulut, çokça neş'e, bir kaç papatya. Mavi yakıştı ruhuma. Yakıştı ışığı düşlerime. Ruhumda bir serinlik, bir doygunluk.
Sesimde bir bahar coşkusu. Sakladım, biriktirdim yüreğime; kaçmasın yine içeriye diye.




Bu gün biraz mutluluk çaldım. Araladım, açtım kapıları. Unuttum kendimi bile. Yürüdüm kilometrelerce. Oturup mavi aşkına; adımı dalgaya yazdım. Harfleri toplayıp köpük yaptım, denize kucak açtım...



Yüzümde bir deli gülümseme. Deniz güldü halime. 


Bu gün hava güzeldi. 


Denizden biraz gökyüzü çaldım.😊


Yakıştı yüreğime...


.................

ferkul

16 şubat 2020
21.59

16 Şubat 2020 Pazar

Tad




Her şeyden biraz,
Her renkten az,
 

Parçanın, bütünü olmaz.

Ya tam sen ol,
Ya hiç olma.


Karışık çorbanın
 

Tadı olmaz...


......


ferkul

başka türlüsü.


Boyayıp da üstünü yüzünün
Saçmak ortaya gülüşünü,
 
Ve bir parça aydınlık katıp karanlığa
Su serpmek kuru toprağa


yaşa/yama/manın başka türlüsü....


..............


ferkul

6 şubat 2020
19.28

Ben bana ağırım




Ben bana ağırım
Sen bana sağır.

Küf tutmuş bacalardan tüter
Hep kahır; hep, kahır ..

Kimi ağıt yakar yakar karanlığa. Kiminin ak türküsü şen. Ha babam ateşler külleri kimi, kiminin bağı gülşen. 

Çorak toprağı eşeler , düş/e yazar kimisi, kiminin dalga dalga boy verir başakları, hasat eder umutları, şiir eyler yarınları...

Kiminin kanatları gökyüzünde, kiminin aşınır nefesi dört duvar bir kafes içinde. Bir oraya bir buraya çırpınsa da nafile, zindan yüreğin tà derininde.

Kimi, kimsesi yoktur yalnızlığın. Benden, senden fazladır yükü.


Ben bana ağırım
Herkes kendine sağır.


Bacalardan tüter
Hep kahır, hep hahır...


.

ferkul


2şubat2019
16:39

gelsen de bir


Yaktım bütün gemileri

Deniz üstü kalbur şimdi

Artık , gelsen de bir



Gelmesen de....

....................


ferkul

marifet



Marifet

Güneşte değil,

Güneşe bakan

Gözde...


..............................

ferkul

Uyandım



Bir adım daha atsam
Tutacaktım yıldızları.
 
Bir kere de elimden tutsan
Aşacaktım dağları.


Uyandım
 

Düş/e yazdım umutları...


.

ferkul

Yalnızız...



Bir yerde , 
Her yerde,

İçerde,
 Dışarda

Şarkıda, 
Türküde,

Şiirde
Mısrada


Kalabalıkta, 
Tenhada

Yürekte,


Yalnızız...


..................................


ferkul

"ferkul"





İçimde

"ferkul" diye biri var
Susturamadığım.

Yürüyor darmadağın
Ben duruyorum.

Hep hüzün, hep karmaşa
Tek başında bir dağın.


Ben gülüyorum.

Hep o konuşuyor
Ben susuyorum...



....................


fatma erkul

desem ki;








Şimdi desem ki;





Mevsim bahar. Çiçek çiçek açmış kollarını ağaçlar.

Tomurcuklanmış dal dal umutlar.




Kim inanır?








.....................




.




ferkul

'yazmak'




Şu hayatta kendim için yaptığım tek şey: 'yazmak' mış.

Yaşadım yazdım.
Yaşamadım yazdım.


Diledim, umdum, hayâl ettim: gördüm, yazdım. Göremediğimi karaladım, silemediğimi çizdim, yine yazdım.

Kar yağdı çiçek açmış bahara, talan oldu gönül bahçesi, yazdım. Yaz gününde buza kesti parmak uçlarım, sonbaharda ağaç oldu uçup gitti kuşlarım, methiyeler döktüm arkalarından. İçimden çağırdım, bağırmadım, saklandım umut rengi bir bulutun arkasına, sustum.
Sükutum dağ oldu, taştı satır aralarına, yıkamadım, aşamadım, yazdım. Zaman zaman oldu devir devran oldu, pire dev oldu, şaştım. Ben bende değil iken bir solgun silik yüze yenilip, düştüm: yazdım.


Menekşe kokularını sorguladım, nergislere resim çizdim, güllerin kırmızı olanını seçtim, balkondaki fesleğen yapraklarından her sabah bir tane koparıp, pencere önüne çiçekler dizdim, yazdım.

Yakıştı, yazdım.
Yakışmadı, yine yazdım.


Döküldüm yazdım, daraldım yazdım. Yokuşlardan aşağı kaydım, tırmandım: çıkamadım, yazdım. Yokuş menziline bir adım kala tükendim, nefes alamadım, boğuldum: imdat dilemedim, áh ile váh etmedim, kırıldım döküldüm parçalara, toplayamadığımı: yazdım.


Sevdim yazdım. Sevilmedim yazdım. Sevemedim yazdım. Pişmanlığı da, düşümün içinde düştüğüm düşkünlüğü de döktüm satır aralarına, noktalara virgül, ekledim: yazdım.


Gün oldu devirdim çamları, silip yeniden çektim aynada fotoğrafımı, dönüp baktım insan olana. Yâri , yâreni, dostu, kardeşi gördüm. Utandım insanlığımdan, bir serçe kanadına umut taktım, uçuramadım: yazdım.



Bir tek, işte o gülümsemenin en içten noktasını: ' mutluluğu ' , yazamadım.


...............


ferkul

13 şubat 2020
22.00

Bugün sevmeyenlerin mi?😊


Dün sevgililerindi de ,
Bugün sevmeyenlerin mi?😊



Sevebilene her gün sevgililer günü. Yeter ki , yüreğinle, merhametle ve tükenmez bir aşkla, beklentisiz sev.


Emekle, tuğla örer gibi, kuru toprağa su serper gibi; ter aksın yüreğinden. İzi damla damla dökülsün yüzüne, gözlerinin derinliklerine sabrın. Çoğaltıp biriktirerek, kırıp dökmeden, kendinden vererek, her gün ilk günmüş gibi, ilk kez söylüyormuşcasına, yüzyıllar geçse de üstünden; söyle heyacânla. Umutla, karşılık beklemeden, umarsızca kucak açarak her türlü olumsuzluğa.


Yerine göre karda, tipide rüzgâra karşı göğüs gere gere, iyi günde kötü günde, sevilmeden de hatta , rağmenleri bile aşarak, çıkarsız ve sonsuz, hiç eskiyip de eksilmeyen bir coşkuyla; sev de...


At balığı denize 
Deniz bilmiyorsa
 

Hâlik bilsin...




...................


ferkul

15 Şubat 2020
13.45

'Sevmek' , ne güzel kelimedir !



Gün cumaysa 'sevgiliye' verilen armağandır.
Ve, sevginin gönülden dile döküleni kutsaldır.


'Sevmek' , ne güzel kelimedir !

Kelâmınızı kırmızı güllerle süsleyin. Güzel düşünüp güzel dinleyin.


Dile 'seviyorum' yakışır. Aşınmaz yollarınız, yıkılmaz dağlarınız. Güneş doğar, gün ve dün aydınlanır. Yarınlara umut olur. Açılır kilitli kapılar, tükenir yalnızlıklar. Bahar gelir, çiçek açar dallarınız. 


Kabul olmuş dua gibi. 

Sevgi, ne güzel 'çare' dir !

Söyleyin...

.

...........................

ferkul 


14 şubat 2020
11.33

5 Şubat 2020 Çarşamba

DEVA




Yaşamak ;

Uzun bir hikaye...

Anlamı müphem, dili yabancı.

Kimi sevsen hep acı.

Yok mu bunun ilacı?

.

ferkul

Ah





Ah şu kuşlar!..

Kimseden çekmedi

Şairlerden çektiği kadar.
Hep o kanatlar ,

Hep o kanatlar ...

.
ferkul

olmalı...



Geceden sonra
Sabahın

Bugünden sonra
Yarının

Hüzünden sonra
Sevincin

Yağmurdan sonra
Güneşin,

Duadan sonra
Huzurun

Hayalden sonra
Gerçeğin

Ellisinden sonra
Yaşamın

Mutlulukla bir ilişkisi olmalı...


😊

.

ferkul

Sadece Seversin.



Birini seni sevdiği için sevmezsin.
Sadece Seversin.

Kimseyi seni beklediği için beklemezsin
Öylece beklersin. 

Sevmek, karşılık beklemeyen bir gerçekliktir.

Elle tutulmaz ama gözle görülebilirse, ancak 

Güzeldir ...

.

ferkul

Gülümse.😊




Meselâ şimdi sadece, gün yenidir , diye de gülümsenir 😊

Ocakta kaynayan çayın fokurtusu, havada yağmur kokusu, üşüyen parmak uçların için sarıldığın battaniye, içtiğin bir bardak su, şöyle güzel bir dost sesi, bir parça peynir zeytin, biraz reçel ekmeğe, biraz şiir mısrası aşk kokulu, belki bir türkü nakaratıyla ayrımsız, kavuşmanın ve neş'enin fısıltısı, iyi gelir. 

Bir dua ki dilinden hiç düşmeyen bir şükürle,
Gülümsetir .😊


Hüzünden ve dünden arta kalanları yarına taşıyarak , inadına kederin ve aymazlığın, inadına olmuşun ve olmazlığın, gözünün kenarında belirmiş kırışığın, yıllara ve bitmek tükenmek bilmez yollara es geçerek, maviye inat kararan bulutlara, hem de her şeye rağmen, umutla ve huzurla.


Hep ve daima. Gülümse.😊


.

ferkul

30 kasım 2019

yetişir




Nefsimle arbedeyim, bir hû gerektir bana
Düşümle harbedeyim, dünya gerekmez bana.
Dühûndan şikayetim , hayr gerektir bana
Rabbime arz edeyim, zulûm yetişir cana


Aşka düşmüş divaneyim, arş-ı Âlâ gerek bana
Bir yüreğe girmemişsem, lâf-ü güzâftır bana
Yaren değil yâr olsa gam, El-Âhir gerek bana
Rabbime niyaz edeyim, el'em yetişir cana.



......

ferkul

2 aralık2019
21.05

Adsız sokaklar





Acının başka bir adı olsaydı 'şiir 'olurdu.

Tadı olsaydı 'umut'

Tadın da, şiirin ve umudun da bir adı olmalı.

Tamamlanmalı.

Adı yoksa da tadı, olmalı.

Ekşidik
Eksil---dik.


Adsız sokaklarda kayboluyoruz.


.........

ferkul

dökülüp saçılmak




Derler ki: Bazen dökülüp saçılmak iyidir.

Halbuki sen sen olalı, hiç kırıp dökmemişsen bir bardağı, döküp saçsan, yıksan da ortalığı, gemileri değil, yaksan da limanı, hep bir şeyler eksik kalır. Çünkü senin tavrın değildir.


Eksilmişlik duygusu yakılan limandan çok seni bitirir. Ya sonrası, dedikleri de bu sanırım.
Çirkinliğe bulaşmak, kötünün karşısında kötü olabilmek hatta çirkine çirkinsin demek senin harcında yoktur. Bununla yoğrulmamış, böyle yıkamamışsındır ki hiç yüzünü. Hem ne kadar doğru çirkine çirkinsin demek?... 

Kim bilir, kim kabul eder, çirkinliği yakıştırır kendine? Hele de herkes kendi aynasında güzelken.

Haydi bir kere yakayım şu gemileri, bir kere olsun çirkinsin diye haykırayım desen de yanılgı bitirir seni, eksilirsin; istesen de çirkefleşemezsin yapında yoksa, yükselmez, yücelmezsin. Yakışmaz, yakıştıramazsın kendine, ben dediğin sen, olmazsın zira. Kendini aşmak içinden bendinden sıyrılmak da hiçliğe götürür insanı.

Aynalar yalan söylemez dedikleri doğrudur aslında, seni başkalaştırmak, aynadaki yüzü yabancı gibi görmek en büyük yanılgı, en büyük zarar sana.

En güzeli susmak, kendini arındırmak çirkinden, yalandan, sahtelikten. Susturmak içindeki tufanı.

Cevapsız çirkinlik, en iyi susarak geçiştirilir.

Sen olmak bu kadar zor olsa da, en iyi gelenidir, iyileştirenidir, şifa verenidir...

Belki de iç huzur dedikleri böyle yakalanır?


Kimbilir?


.


ferkul

VERENDE




Derdin ise derman aradığın

Yaran ise irin tutmuş

Şifâsı da , dermanı da

Yârende değil 

Verende...

.....

ferkul

Ne çok bahar

,

Sonra
Üşüdüm

Parmak uçlarıma değdi hasreti denizlerin

Ki o denizler
Ne çok dalga barındırır
Durgunluğunda

Ne çok bahar ezberlemiştir
Martı türkülerini.

Şimdi başka bir mevsim
Kokusunda menekşelerin...


...........

ferkul

Sev!




Yürümeyene yol sorulmaz.
Yürü!
Yol da senin
Yolsuzluk da ...

Düşü olmayanın gerçeği olmaz.

Düşle!
Düş de senin
Düşsüzlük de.


Sevda çekmeyene aşk sorulmaz.

Sev!
Aşk da sende
Aşksızlık da.



...............


ferkul

taş



Bazen bir taş atasın gelir denize, bazen bir uçurumdan yuvarlarsın koca kayayı. Bazen , taşın kendisi sensindir. 

Bazen, koca bir kalabalık taşır tek bir taş; o kadar ağırdır. O kadar büyür gözünde yılların, yorgunluğun, küskünlüğün yükü. Yuvarlarsın, fırlatırsın ileriye; tutar geri döner, sana doğru esen bir rüzgârla. 

Bazen, karışır taşın dalgaların arasına özgürce. 

Bazen, bir bakarsın uçurumdan yuvarladığın taş, takılmıştır bir ağacın köküne; direnir durur. Bir sel, bir afet olsun diye bekler toprakta bulmak için kendini. 

Bazen tek bir kol hareketiyle, küçük bir taş bütün kayaları yerlerinden oynatmış, 
yuvarlamıştır kendisiyle birlikte. Uçurumun en dibinde bulursun kendi taşını. Yerden alır, bir daha fırlatırsın. 


Bir ileri, bir geri.

.

ferkul

ŞİİR



Biri şiir yazma desin bana
Şiir olma kara güne.

Işık saça saça

İlerle !...


..........

ferkul

Haydi yağmur




Haydi yağmur
Göreyim seni
Yıka şu dünyanın çirkefini.
Sil, süpür pası, kiri.


Temizle bitip de tükenmeyen hüznü. 


Damla damla çoğalt sevinçleri, sular seller alsın götürsün nefreti, aymazlığı. Kalmasın senden öncesi, sonrası. Kulun kuldan arsızlığı. Yârin yarenden umarsızlığı. Kadir kıymet bilmezliği. Yakışıklı bir sevda ol şöyle yürekten, alsın götürsün yaşanamayan yılları.

İyilikten ve güzellikten nasip alsın gözler, umuda çiçek açsın gönüller. Buluttan nem kapmasın sevgiler. Şimşeğinden ürksün karanlıklar, senden sonra yedi renk kuşansın gökler. 

Islansın taşlar, ağaçlar. Nurlansın gecenin ve yerin kara yüzü. İliklerine kadar işlesin damlaların, kalmasın ne elem , ne keder... 

Genişlet daralan ruhu, ferahlat şu dipsiz kuyuya düşmüş gönlü...
 Bir kere de sen göster yüzünü.


Haydi yağmur

Göreyim seni.


.................

ferkul

Ne çok




Kalem ile bin cefâyı
Ahd ile bir vefâyı
Çizip , kizip duruyorum
Yazdığımı siliyorum
Ne çok yalan söylüyorum...


Yazıp silip, silip yazıp
Günü düne karıştırıp
Göğü maviye boyayıp
Şarkılarla , dualarla
Ne çok yalan yaşıyorum....



..................


ferkul

Yağmuru seviyorum.

Cumartesiye yağmur yağıyor.

Şimdi şöyle gümbür gümbür yanan bir soba, odun ateşinden kızarmalı, alevi duvarda gökkuşağı oynatmalı. Bacadan tüten duman yol göstere göstere umut kuşlarına kanat olmalı.

Ve üstünde buğusu yeri göğü saran, fokur fokur bir çaydanlık.Yanında anamın tarhana çorbası, kokusu buram buram çocukluğu kaynatmalı; rahmet gibi, bereket gibi. Bir köşesinde patırdayan bir kaç kestane, sıçramalı oraya buraya, kaybolan düşler gibi, geçip giden yıllar gibi, bir bir toplanmalı...

Masumiyetin de kaybolmadığı veya var olduğu sanıldığı çocuk gülüşlerine dönmeli. Görüp de işitmeden sarılmalı duvarlara. Birliğin ve dirliğin kokusu buram buram ciğerinden sökmeli elemi.

Sevginin mazicesi tutmalı, ayağa kaldırmalı.

Unutmayı da hatırlamalı...


***
Cumartesiye yağmur yağıyor. Rahmet şakır şakır eski şarkıları söylüyor. Bilip de unuttuğum bir nakarat gibi. Yeniden dilime düşüyor.

Çıkıp dışarı iliklerine kadar ıslanmalı. Yıkanmalı rahmetle. Temizlenip arınmalı. Kırk yılın sonunda bir delilik yapmalı. Elleri dosta uzatmalı...

.

Yağmuru seviyorum. 

Bana beni hatırlatıyor.

Beni benden saklıyor.


.................

ferkul





PENCERE ÖNÜ ÇİÇEĞİ




Ya yaşamalı, ya yazmalı.


Veya hem yaşa/ma/yıp,
Hem de üstüne; yazmalı...


Yazmaktan yanayım...


..............


ferkul

Bir tek



Sükûtun da dibi olmalı.

Bir tek 'o' nu vurmalı...



...............................




ferkul

Özledim....



Ben beni çok özledim

Ben beni çok özledim

Ben beni...

Ben beni

Çok

Özledim....

..................

ferkul

Dağlara gidelim.




Yer demir, gök bakır
Hava kurşun gibi ağır
Kulun kuldan gümânı sağır
Hep kahır, hep kahır
Dağlara gidelim.


Dil susar, kalem ağlar
Kalem ağlar dil susar
Her mevsim boran , kar
Görmedik şu dünyadan bir kâr

Dağlara gidelim...


Çiçek böcek , ağaç dal
Budak budak şenlik var
Açıp ağuşunu haber sal
Rahmân yaren , kuşlar yâr

Dağlara gidelim...


................

ferkul 



16 aralık2018
20.04

Hiç yaşamadığını özler mi insan?



Hiç yaşamadığını özler mi insan?

Kokusunu bilmediğin bir çiçeği özler gibi. Kar görmemiş bir çocuğun kardan adam tutkusunca, çöl sıcağında suyu anlatmak gibi kavuran kumlara. Zemheride çiçek açtırmak sanki bir erik dalına. Sonra düşlemek unutmuşken sende seni, ayağa kaldırmak sendelemiş harabeyi...

Yolunu izini, kaldırım taşlarını, havasını ve güneşini görmediği bir şehri sanki hep yaşamış da birlikte yaşlanmış gibi, özler mi insan? Salkım söğütler boyunca, sonra hanımelleri, kasımpatı ve sarı güller döşenmişcesine sokaklarına, uzanıp koklamak ister gibi.Tutar gibi yaralı bir kuşun kanadından, salıvermek kafesten özgürce , haydi!...

Hiç gitmediğin bir tiyatro perdesini açarcasına, oyun başlamadan henüz sonunu görmüş gibi.Tadını bilmediğin yemeğin kokusu burnunda tüter mi?

Hiç dokunmadığın bir eli tutar gibi, sesini duymadığın bir müziğin türküsü söylenir mi?

Ki, dilinde leyli de yâr, loylu da yâr, ötesi berisi, öncesi sonrası muamma gibi...


Özledim sende beni düşlemeyi.

Hüzünsüz mevsimlerde çiçek açmayı, salkım saçak gülümseyi, sende beni şımartmayı, kendime seni anlatmayı. Sende beni bulmayı...


Özledim işte ,
Özledim seni.



.............


ferkul

18 aralık2019
23.35