Bu Blogda Ara

27 Eylül 2019 Cuma

"İyi",




Gülüşüyle çiçek açtıran insanlar biriktirin hayatınıza. Almadan vermeyi bileni, istemeyi değil, cana can katmayı hedefleyeni, gözünüze 'yaş' değil, ömrünüze 'yoldaş' olanı. Birlikte gülmekten çok, zor gününüzde yüreği sizinle heder olanı. Gününüze güneş açtıranı. Gecenize yıldız toplayanı.


Gülüşü güzel, yüreği güzel , hüznü sizden insanı sevin. Göz göz umut saçanı. 'Sen'i 'sen'den çok düşüneni, kendinden önce 'seni' önüne katanı. Birlikte kilometlerce yürüyebileceğiniz insanı seçin, yolda tökezlediğinizde tutup ayağa kaldıranı.
İki adım sonra yorulmayanı. Sabrı ve teveķülü ganî olanı.



Yüzünüze değil, yüreğinize eş olanı.


Size benzeyeni, sizden olanı.


" İyi" insanları sevin azizim. "İyi", insanı...

.


ferkul 

17 eylül2019

anlamak




Küstüm
Oynamıyorum.

Ben bu ya/şa/ ma sanatını

ANLAMIYORUM ...

.

ferkul

bazı bazı



Bazı insanlar bereket gibidir gülümsemenize.
Varlıklarına bin şükür edersiniz. 

Bazılarının da gittiklerine.

Zira , kimi lütuftur, kimi de imtihan.
Halbuki gelen de ömürdendir, giden de.

İyilerle karşılaşmak muradımız...
.


ferkul

18 eylül 2019
12.05

ters köşe



Ve sonra gecenin bir yarısı herkes uykudayken , uyanmak..

Bütün düşleri unutarak, hatırlamak gökkuşağını...
Renk sayarsın, sarı, kırmızı, beyaz, siyah...

Yok sayılmış bütün kahverengilere inat, maviye boyarsın yüzünü. .. 

Renksizliğin içinde bir renk bulmak..

Renkler içinde kaybolmamak ...

İşte bu  !...


.


ferkul

uyanış






Günün adı "uyanış" olsun.

Bütün dönme dolaplar dursun. Hile katmak yok süte su katar gibi. Gecede yıldız kaydırır gibi. Yağmura tutulmak yok, güneşe aldanmak yok. Kanmak, kandırmak hiç yok. İnadına sulayacağız fesleğenleri. Kurutmak yok dalında çiçekleri. Artık nereden eserse essin rüzgâr, yıkılmak yok!...


Oyunu bozduk. Düşü de, düşmeyi de masaya koyduk. Oyunsuz düşler muradımız. Varsın uykuda sansın oyuncular, yalnız gözün değil, sözün de, kilidini açtık. Sadece O 'na inancımız. O' ndan gelene, umutla, rızayla, tevekkülle, yanıltmayan tek sevgiye. Yalnız O' na teslimiyetle.


Biz aydık...


Haydi siz de #uyanın😊



 

ferkul

19eylül2019
11.05

kendin dinle şarkını.




Bir gün biri gelir. Bozar bütün ezberlerini, unutursun. Toplayıp senden geriye kalanları ortaya, toplayıp birikmişlikleri, susamışlıkları, aramayıp da bulunmayışlıkları, koyarsın bir kenara, dökersin bütün mevsimleri başına, çiçek saçar kışlar. 

Neredeydin dersin bunca zaman, geciktin akşamlara. Yıldız dediğin de kayar mı avuçlarından? Koca gökyüzünün kayan yıldıza ihtiyacı mı var?

Ve sonra bakarsın, alışmışsındır sana senden yakın sesine. Yabancıdır ka/la/balıklar, gürültüdür şarkılar. Yalandır nakaratları. Bir duvar yıkılır, bin duvar örülür ruhuna. Böyle miydi dersin katışıksız dostluklar? "İyilik " ve "Vefa", sadece İstanbul' da bir semtin adında mı saklı?


Bir iken iki olmak ağır gelir, nasıl ki, ikiyken bir olmaktan daha da fazla yük olur sevmelerin yorgun sesi. Yüktür de gerçekten, eğer yürek taşıyorsan yalansız. Ne ağırı taşırsın, ne sönüp gitmek istersin balon köpüğü gibi. Kırılmaya alışmış yürek kaldıramaz ihtimalleri...
Bazen bir bakış bile kırılmış bir bardaktan daha fazla parçalar yaşanmışlıkları. Tuzla buz tutar mı ? Tutsa da tadı var mı?



Yoksa sana benzeyeni, seni kendinde bulmayanı, misafirdir hepsi. Biri gelir, bini gider ka/la/balıkların. Üç günden fazlası nakaratsız dinlenir şarkıların.


Sonrası, bulutsun bir salıncakta, salla dur ayaklarını... Kendin salla, kendin dinle şarkını...


.

ferkul

7eylül2019
21.40

15 Eylül 2019 Pazar

Şarkı söyle



Otur balkona 
Şarkı söyle

Kendin söyle
Kendin dinle .

Dışarısı karanlık
Dışarısı zifiri.


Otur balkona,
Şarkı söyle!



Eşlik etsin kuşlar, böcekler
Ay yoksa da, yıldız var.

Olmasa da şekeri,
Can kırmızı demi,
Çayımız da var.


Köşede fesleğen
Dokun hiç çekinmeden
Dili yok ki, zehiri...


Çek içine içine dumanını
Sigaramız da var.

Yaremiz de yaramız da
Bize dar.

Kendin kanat
Kendin sar.



Tut sımsıkı
Biiiir elinden diğerini
Otur balkona
Şarkını söyle.



Dışarısı kar
Dışarısı boran
Islanmak yok, kurumak yok
Yok bayrak açmak.
Yeşert içindeki seni
Sula bütün çiçekleri.


Kim aramış da bulmuş ki sevmeyi
Senden başka
Yok sana yâr.



Çık balkona
Şarkı söyle 

Kendin söyle
Kendin dinle.


Dışarısı karanlık
Dışarısı zifiri. ..




.
ferkul


23ağustos2019
21.50


oğul

Gülün adı; oğulsa 

Miss kokulu Amber ' dir...


Ümittir, aşktır, yarınlara güvendir. 

Güneş mutlaka doğacak demektir.

.

ferkul




Gökte mavi buluttu.





Ben kendime bir düş kurdum
Düş değil de umuttu
Gökte mavi buluttu.


Denize sıfır, bahçeli
Zeytin dalı, gül bahçesi.
Mis kokulu, şelaleli..

.
Kendim kurdum
Kendim bozdum.


Durdum, baktım bahçeye
Kanadından vurmuşlar bir serçeyi
Yok kimsenin kimseye
Verecek bir eli.



Kendime kızdım 

Darıldım
Küstüm, oynamadım


Sarıldım...


Düşü de


Kendimi de


Unuttum...


.



ferkul

23 ağustos 2019
22.40

gülümse




Güne bir gülümseme kat
Kalbe bir tutam sevgi
Çay içine şeker gibi
Dağılsın kara bulutlar.😊

eskici




Yaşamaktan yazmaya vakit bulamadığım zamanlarda eski şiir ve yazıları paylaşıyorum ya, işte o zaman evi süpürürken süprüntüyü halının altına saklıyor hissi oluşuyor😊


Sanırım eskinin değeri ve yeri her zaman başka da olsa, yeninin ve yenilenmenin insana kattığı duygu daha bir bambaşka.


Her yeni yazıyla yeniden doğuyormuş, ilk defa nefes alıyormuş hissi. Hani sevgilerin ve sevmelerin yormadığı ilk günler, ilk saatler gibi.


Sizde de var mı?


.
ferkul

kal.




Gitmeyeceksen kal.


Sana çay demlerim. Bir de pijama, çiçekleri al al. Otururuz balkonda. Sen söylersin; "Leyli de yar, loylu da yar loy loy lom". Sesinde kıyıya vurmuş bir deniz dalgası. Yürekte kor. Maviye hasret balıklar. Yeter ki kal, yalan söylemesin martılar. 

İstersen sus sabaha kadar. Dinlerim. Uzaklara dalıp gitmez gözlerin. Gök bizim, yer bizim, şu kör olmayasıca yaşamak, bizim. Gün de, gece de.Yıldızlar bizim.

Bitmeyeceksen kal. Eskimeyecekse umutlar.

Eskitmeyeceksek gözümdeki feri, soldurmayacaksan al basmalı pijamayı. Sızlamayacaksa sözün beli, kırmayacaksan kelimeyi, hece hece söyleyeceksen aşkın türküsünü, kal...


Yerimiz de, yaramız da var. Kanatmadan sararız, kapanır belki zamanlara. Dar akşamlar unutulur. Kış biter, bahar gelir. Kal be bu akşam, bu karanlık sana da, bana da yar. 

Sonra uyursun. Su koyarım başucuna. Ocakta çay, kaynar durur. Belki ninni de söylerim. Allı turnanın türküsü, düş olur, düşer gözkapağına, çapağın olurum. Dalar gidersin bir düş masalına. Uyandırmaz hiç bir umut insanı düşerken. Kİ, düş de gün de, düşüş de ömürdendir...

Gitmeyeceksen kal. Unuturum senden önceki beni. Otururuz sabahlara kadar. Korkma, kaymaz yıldızlar. Rüzgar sessiz, yaz meltemi eser başucunda. Vurmaz camlara deli deli.
Böylesi yalnızlık ürkütmez beni. 



Durur saatin yelkovanı, saatler hep bir. Sen varsın, ben varım, Ocakta da çayım, hep var.

Belki kahve de köpürtür sevdalar. Kimbilir?

.

ferkul


26 ağustos2018
14:3

yaren


 
 

 
Yâri fàni olanın

İsyanı bitmez imiş

Yâri Yaradan olanın

Aşkı tükenmez imiş...


.


ferkul

Herkes gibi



Herkes gibi yaşana sen!

Otur evinde, çay demle!

Şarkı söyle! 

Kendin söyle, kendin dinle!

Ne var şu denizin mavisinde , dalgasında görecek,
 ne var bu suyun sesinde kendini bulacak?

Ne var göğe bakacak? Ne var ki gezinen bulutta? 
Yere bak, toprağa eğil, yılana bak, taşa bak, böceğe bak, ilerle!


Takılma uçan kuşun kanadına! ..

Herkes gibi sevsene sen! Kurut , varsın dalında kalsın çiçekler! Sulama!

Sen , yeter ki kuruma! 

Yürüme saatlerce. Ne var saya saya kaldırım taşlarında?

 Nedir bu zorun senin, bitmez tükenmez yoĺlarla?...

Bir tek ay, yeter seni aydınlatmaya. Ne işin var yıldızlarla?

Herkes gibi yaşasana sen!

Düşünme!


.


ferkul

31ağustos2019
12.01

olmaz.



Denizi olmayanın dalgası,
Anısı olmayanın yarası, olmaz.


Merhameti olmayanın dostu,
Sevdası olmayanın yüreği, olmaz.

İmanı olmayanın sığınağı,
Duası olmayanın kabûlü, olmaz.


Gülü olmayanın gülşeni
Güneşi olmayanın sabahı, olmaz.



Şiiri olmayanın , şarkısı
Şarkısı olmayanın yaşamı, olmaz...


.


ferkul

31Ağustos2019
15.00

Benzemez kimse sana





Oğlum diyor ki( iki gözümün bir tanesi): anne sen hiç kimsenin annesine benzemiyorsun.
Bazen kıpkırmızı, alevi kendini yakan bir yanardağ, bazen renksiz durgun bir nehir, bazen yerde ayakları kırık bir karınca, bazen gökte mavi bir kuşsun; beyaz kanatlarına takıp umudu, uçuyorsun . Bazen gri puslu bir bulut, bazen sağnak yağmursun.



Kimsenin annesi senin gibi değil. Onlar oturup örgülerindeyken dizi başında, sen denizin ortasında, dalgalarına bakıp saatlerce oturmaktan usanmıyorsun. Sabahlara kadar yazıp, akşamlara kadar okuyorsun. Savaştansa barışı yeğliyor, en olmaz yerde susabiliyor, affedilmez ne varsa affediveriyorsun. Anlaşılmaktansa anlamayı seçiyorsun.


Çiçekleri kurutmuyorsun dalında. Ama fidan büyütemiyorsun , salkım saçak, meyve vermiyor ağaçların. Üzülüyorsun...



Ağaçtan kopup yere düşen yaprakta, sokakta bir çocuğun gözündeki damlada, yolunu kaybetmiş bir karıncada hüzünleniyor, gökte uçan kuşun kanadına imrenip, yediğin pamuk şekeriyle seviniyorsun .


Dua ediyor, niyazda yakarıyorsun ama, Zeki Müren dinliyorsun. Ahmet Kaya'da hüzünlenip Yıldız Tilbe 'de coşuyorsun. Neşet Ertaş yakıyor ciğerini. Pencere önünde uzun uzun nereye dalıyorsun?


Bakıyorsun şiir yazıyor, bakıyorsun yaşıyorsun. 


Anne!


Sen hiç kimseye benzemiyorsun.😊


.
ferkul


1 eylül2019
12.00



(Ele benzer bir yürek, olmadı hiç yüreciğim, anne! )

KÜS

Ah! Ne çok sesi var

Şu çiçeklerin.


KÜSTÜRMEYİN! ...

KELİME


ZENGİNLİK


HÜNER





Bir gönüle giremediysen 

Kuruttuysan gülü dalında 

Şair olmak da,
Şiir olmak da

Hüner değil! . . . 



.
ferkul

SEN__ BEN


dost





Bazen kendine sığınmak kadar, kağıda dökülüp saçılmak iyidir. Beyazdır, saf ve yalın, yalansız çizdirir harfleri. Eskitmez sevgileri. Yanıltmaz seni. Sen ona, o kaleme sarılır, bir elinden diğerini tutarcasına arkadaş olur yalnızlığına.


Öylesine, biteviye dökülür harfler. Sudan ucuz, gerçekten pahalı. Hayali de , düşü de kondurursun baş ucuna. Dizilir önüne kırılmışlıklar, sevinçler, yaşanmışlıklar, yaşamdan çalınmışlıklar.

Yazılır yaz/g/ı, gökte yıldız toplar gibi. 

Kağıt da ağıt da sen olursun. 

Kalemse, birebir kucaklar seni, sığındığın en zararsız dosttur.

Böylesi dostu bulduysan, gerisi boştur.


.


ferkul



Bir tık kadar yakınınızda, okuduğunuz her cümlede, "PENCERE ÖNÜ ÇİÇEĞİ " nde, narin bir menekşe kokusunda , su sesinde, denizin dalgasında, göğün mavisinde, uçan kuşun kanadında, dalından kopup düşemeyen sonbahar yaprağında, ayna tutar gibi SİZE.


Sevgide
Saygıda
Muhabbette
Kalemde.



Buradayım.


.

ferkul
 
 

hüküM


?????????????

Bazı soruları kendine sorar gibi başkasına sorarsın.

Cevabı yoktur.

Olsa da
Artık 

Sözün hükmü yoktur...
.
ferkul

KALİTE




Yürekte merhamet,
Gözde muhabbet,
Sözde ve fiilde mertlik,



İnsanda kalitenin ölçüsü; dildir...
.
ferkul

tiryaki




Sevdiğim her şeyin tiryakisiyim. Ortanın da azın da, kelime anlamı yok bende. Ya çoktur ya da hiç. Hiçin bile usturuplusunu bilmiyorum. Sevginin de. 

Hayatımın hiç bir döneminde hiç kimsenin benden özür dilediğini hatırlamıyorum. Kırılsam da üzülsem de onaran hep benim. Kendimden çok sevdiklerimin gözündeki hüzün çökertir beni. Yıkılırım dostun tek bir imalı sözünden bile.

Öyle kolay değil aslında kırılan bardaktan su içmesi, onarılıp yenilenmesi. Biliyorum, zoru da seviyorum. 

Sevginin toparlayıcı bir gücü olduğuna inanıyorum. 

Öyle ki, sokaktaki ayağıma takılan taş değil , sevilenin bakışı yaralar beni. Uçan kuşun kanadındaki kırık değil, gözündeki damla kanatır yüreğimi.

İnsan böyle bir kalp taşıyınca yoruluyor. Yine de "kötü"nün kelime anlamını üzerimde taşıyamamaktan başlangıç ve sürdürme korkusundan olacak, artık insan ilişkileri beni ürkütüyor. Üzülmemek kırılmamak için günlerce kimseyle konuşmadan yaşayabilirim.
Sevdiğim bir şarkıyı defalarca dinleyebilirim. Lime lime olsa da sevdiğim bir kıyafeti tekrar tekrar diktirip, söküklerinden onarıp yeniymiş gibi giyerken de mutlu olabilirim. Sevdiğim bir yemeği her gün aynı tadında, lezzetindeymiş gibi yiyebilirim. Günde yüz bardak çay içip iki yüz şiir okuyabilirim. Yürek sıkıntısını yürüyerek ve düşünerek eksiltebilirim. Dönüşte tabanlarıma karasular inse de, eve dönecek ayak ve derman kalmasa da, on bin değil yirmi bin kilometre aralıksız yürüyebilirim.


Sevmelerin bin milyonlarca dilini ezbere bilirim.
Vere vere kendimden çok şey eksilttiğimi farkettiğim bugünlerde hazan yaprakları gibi bir bir gözümden düşüyor insanlar.
Onlar düştükçe ben kalktığımı hissediyorum. 

Bir ağaç gibi dimdik ve ayakta ne kadar içten içe bir küf kokusu duysam da, yine yeni, yeniden çağırıyorum; haydi gelin, ne kadar kırılsam da yeniden toplanabilirim. Bin kere yanılsam da, yine , sevebilirim.

 
Açtım kollarımı bekliyorum...


.
ferkul



13 eylül 2019
20.35

çay' DAN




Çay mı kahve mi, desen
'Çay' derim.
Çünkü kahve iki kişiliktir.
Çay yalnızların...
.
ferkul