Bu Blogda Ara

29 Mart 2020 Pazar

Sen hiç ?...



Sen hiç gittiğin yoldan geri döndün mü?
Dönüp de yürürken aşındırdığın taşları sayıp sayıp, yeniden en başa yine döndün mü?

Uçurumdan sektirirken bir taşı, çevirip geri eline döndürdün mü?

Bir yıldız kayarken dilek tutmayı unutup dövündün mü?


En çokları en yoklarda buldun mu?



Sen hiç ?...




*
Dönmeden bilemezsin,
Düşmeden kalkamazsın,
Ağlamadan gülemezsin
Sevmeden ölemezsin....


............................

ferkul

14 mart 2020
01.00

Bir şeyler eksik kalır.



Bir şeyler eksik kalır.
 

İnce bir sızıdır hayat, kanatır. Küpe koysan boşalmaz, daraltır yükünü taşısan da ; eksiktir. 

Doldurup boşaltsan da içini, kaldırıp taşısan da hep bir mevsimi, ötekine eksilir. Kucaklasan sarsan sarmalasan da dostu, yâreni; ciğerinden sökün etse de sevdan, öksürük gibi kesik; hep bir şeyler eksiktir. 

Yudumladığın çay eksiktir, şekeri demi yerindeyse bile dinleyeni, eksiktir. Göğe baktığında illâki bir bulut ötekinden eksilir .

Derede akan su eksiktir, dalgası yoktur, dalı budağı ağacı hep bir kenarda, ulaşılmaz. Coşkusu da emekletir. Eksilir.


Bir dilim ekmeği paylaştığın sofra eksiktir, tadı tuzu yerindeyse bile, kaşığı eksik. Kaşığın da saygısı eksiktir.

Sevgiler de hep eksiktir. Senden öncesinden sonrasına kalan yürek de, hep eksilir.

Eskiyen her şey biraz eksiktir. Gün de, dün de. Yarına kalır hep eksiğin. Yenileyip parlatsan da, gün de geceden, eksiktir.

Doldurursun içini, atamazsın dışarı. Eksiktir cümlelerin. Sükûtun bile eksiği göz önünde âyan beyan. Âyanı tamamlansa, beyânı da eksiktir.


Kitaplar, kütüphaneler dolusu yazsan yaz/g/ının bir sayfası eksiktir.


Eksik yaşamak da , eskitir. Eskitilmiş bir yaşamsa , hepten kaybedilmiştir.

........................

ferkul

20 mart 2020
22.56

tek dua, yeter mi



Oğluma yazdıklarımı okuyorum, bir kaç tanesinden sonrasında; " anne git başımdan, şiir havamda değilim" , diyor. Gitmiyorum başından, kulaklıktan medet umuyor. 😊 Tıkadı kulaklarını, müzikle şiiri kapattığını sanıyor. Ya benim de ille de şiire susayasım geldiyse😊

Bilmiyor ki şiir; sadece benim için değil, herkes için ve herkesle bütünleştirilip ayrımsızca; havanın, nefesin ve sevgilerin ötesinde tek başına bir rüzigâr. İyileştiren, dinlendirip bir solukta dünyayı kucaklarmışcasına esiveren bir meltem.

Evde olmak başıma vurdu sanıyorum.😊

Şu virüse şiir okusak geçer mi acaba, biraz fazlasıyla , "çok oldun, git", der gibi.

Tek yürekle çok mısra, çok yürekle; tek dua, yeter mi?



...................



fatma erkul

21 mart 2020
23.45

Andolsun




Kırıldığım yerden toplanabilir
İnceldiğim yerden kopabilirim.
Düştüğüm yerden kalkabilir
Sevdiğim kadar sevilebilirim...


Andolsun şiire ve kelâma
Yalana, dolana ve oyuna
Güneşi donduran rüzgâra
Yenilmeyeceğim....



......................


ferkul

21 mart 2020
17.58

bahar sancısı



Şimdi ne yazsak da geçer bu bahar sancısı?

Dışarıda çiçek açmış ağaçlar. Bahar sesi, kuş sesi; yâr nefesi. Pencerenden görünen çamların ardında bir deniz; kucağında dalgalar, çığlık çığlığa martılar...

Çoktandır beklemiştik bu günleri. Çoktandır görmemiştik böyle ısıtan güneşi. Koparmayın kalsın, bırakın dalında mes'ut nergisleri.

Kurudu pencere önünde insan çiçekleri. Koklanmayan bahçenin çoktan soldu gülleri. 

Boynu bükük balkon sefaları, sümbüller, papatyalar... 

Göremediğin, duyamadığın bir bahar?


Ne işe yarar?


Gelme bahar. Gelme , bahar...



Uzakta kal.
Uzakta kal.
Uzakta kal....


............................................

#evdekal 😥

ferkul


24 mart 2020
15.15

#evdekal #corona



Günlerdir #evdeyim. Alışverişe diye mecburen dışarı çıktım az önce. Marketler, manavlar, sokak ve caddeler insan dolu. Hayat sanki hiç bir şey olmamış, olmuyormuş gibi, her şey yerli yerinde ve normal seyrinde. Şaşkınım ve üzgünüm. Özellikle büyüklerimiz, canım ciğerim bildiklerimiz, neden dışarıdasınız?

Corona yok mu?

Kendini düşünmüyorsanız sevdiklerinizi düşünün. Lütfen onlar için #evdekal ın. 

Bir kaç adımcık olsun yürüseydim dedim, "şöyle bir nefes alaydım, bahardan kısacık bir neşe çalaydım; nasıl da özlemişim yürümeyi, yürürken düşlemeyi... 
"
Ki, bilen bilir benim için yürümek ne kadar çok sevgilidir !

Adım attım durdum. 

Sonrası?.. Evdekilerden, sevdiklerimizden ve başkalarının canından daha mı önemli ?

Döndüm . #Evdeyim...

..........................

ferkul
24 mart 2020
18.10

yazmamak



Bugün hiç bir şey yazasım yok...

Ama bu, yarın da yazmayacağım demek değildir...😉
 
Veya ertesi gün ,veya birazdan; veya kimbilir belki akşam bir rüzgâr eser, şu gri bulutlu havadaki bir yağmur damlasından nem kapar; düşerim satır aralarına.

Bir afet, bir kıyamet alır, sular seller gibi dökülür kimbilir belki şiir. Belki de hiç bir şey olmaz, bir kelimeden nasip almaz şu beyaz sayfa. Düşünür, düşünür... Kendi içine dökülür hüzün.
Dokunmadan sükûtla, maviye boyanır belki gökyüzü..

Susarak haykırmak da konuşmanın başka türlüsü.

Değil midir? 

*
( yazmamak üzerine başlayıp uzayan an-lık bir sone, dinlediniz😊)

.....................

ferkul

gül bahçesi



Kehribar sarısı ince bir yol çizgisi, üzerinde seke seke yürüdüğün. Kurumaya yüz tutmuş buğday başakları gibi... Gâh düşüyor, çizgiler boyunca upuzun yere seriliyor göğsün. Gâh da yeniden diriliyor hiç şaşmadan bir daha, bir daha düşmek ve kalkabilmek için tek ayak sekiyor her bir düşün .

İki arada, üç derede ince bir kehribar yolu hep düşünüşün. Öylesine bir boşluk ki; kördüğüm!...

Anladım ki ömür dediğin; ya yürümek ya da boylu boyunca serilmek yol boyunca. Ya da düşünmek darağacında sallanan bir ipin ucunda.

Öyleyse vazgeçmeden, asla pes etmeden adımla! 

Her bir adım gül bahçesi.

Her yol, ' O' ndan gelip; yine ' O 'na çıkıyor nasılsa...


.......................

ferkul

27 mart 2020
00.15

18 Mart 2020 Çarşamba

corona....





Gündeme ve siyasete dair yazmayı sevmiyorum. Okumayı da. Benim işim; duygu , demişimdir her zaman. Duygular ve yaşanmışlığın, hatta yaşanmayışın iç dökümü.

Ne var ki, ' corona ' gündem değil, sokaktan eve, odalara; aileye girdi, duygu paniğine neden oldu. Neredeyse ölüm kalım savaşına döndü. Ölümü düşünmek hiç bu kadar yüz yüze getirmemişti aynada kendimizi. Sanırım en çok yakınlarımızı, sevdiklerimizi kaybetme korkusu yerleşti içimize. Belki de her zamanki gibi kendinden başkası için endişelenme iç güdüsü sardı, sarmaladı hepimizi.

İlk günler herkes gibi ben de çok fazla ciddiye almamıştım. Durumun vehameti, çoluk çocuğumuza, yaşlı anamıza babamıza dokununca ve birdenbire bu kadar yaygınlaşabilen olağanüstü bulaşıcı hastalığın varlığı ister istemez beni de etkiledi.

Mümkün olduğunca evden çıkmıyorum. Mümkün olduğunca kimseyle görüşmüyorum. Zorunlu bir ev hapsine gönüllü katlananlardanım. Uzakta çam ağaçlarının arkasındaki dalgalarıyla ve kanat çırpan martısıyla seslenen deniz aşkım bile ikinci plânda , ertelenmiş hasrete çevrilmiş durumda... Vefalıysa bekler beni olduğu yerde nasılsa.

Bu akşam üzeri mecburî alışveriş için çıktığımda sokağın kokusunun bile farklı olduğunu hissetmemin nedeni psikolojik etkilenmek midir? Onu da çözemedim. Halkımız ve insanımız duyarlı, çok az kişi vardı sokakta, maskeli, eldivenli alelacele işimi bitirip eve gideyim bakışları ve telâşını gördüm hepsinde. Kıyâmet, böyle bir şey mi? Veya ölüm korkusu böylesine sarıp sarmalar mı bakışları bile?

Bol dua ile beslenip, umutlarla yaşıyoruz. Umarım ve inşaallah hiç kayıpsız veya azamî kayıpla bu virüs salgınından en yakın zamanda kurtuluruz.

Sağlık ve şifâ dileklerimle...

.....................

fatma erkul

17 mart 2020
21.30

4 Mart 2020 Çarşamba

lîsanı yok




Bütün şiirler beni anlatıyor. Bütün yollarda ayak izim. Şarkıların nakaratları benim. Her harfin sesindeyim, her sesin alfabesinde çınlıyor kulaklarım. Hece hece hüzün kokusu sükûtum.

Yazmadan, konuşmadan, susmadan, bağırmadan, söylenmeden, söyletmeden, hatta sevilip de sevmeden, kendime bile bir ''hoşçakal'' demeden; ' hiç ' denilen çizgide dosdoğru yürümek istiyorum.

Bugün kırık bütün kelimelerim. Bu akşam bir başka şiirlenmedeyim. Tırmanmaktan, tırmalanmaktan usandı ruhum. Çareyi gitmekte buldum. Yürümeden, adım bile atmadan koşar adım sürüklenmedeyim. Yokuş aşağı yuvarlanır gibiyim. Ki , o yokuşlar benim çizgisiz yolum. Dili yok, lîsanı yok ahvâlimin.




Yorgunum...


.........................

ferkul 

3 mart 2020
21.25