Bu Blogda Ara

17 Ağustos 2021 Salı

Yazmak-sa




 Randevu almak için kuaförü aradım. Uzun zamandır gitmediğin ve görüşmediğin birine " kendini nasıl tanımlarsın ?"-ı yaşadım.

"Sürekli beyaz şal takan, kararsız ve hep telaşlı, dalgın ve  yoğun,  fatma erkul",  yeterli olmadı gibi.🙂

Biraz uğraştan çok sonra : "ha, kitap yazıyorsunuz, şimdi hatırladım",  dedi.❤

Yazmakla, anılmak, böyle hatırlanmak, hoşuma gitti. Ne yalan söyleyeyim, bu kadarı yetti. Belki yaşam hedefim olduğundan, belki yazmakla yaşamak arasındaki o ince çizgiden geçip de, rengini bir konuşmada görmek , bunun adı.

Belki de bir rüzgâr esti de geçti diye, dünya devrilip yıkılmış kadar hüznü yaşayabilen birinin, küçük bir serçe kuşun havalanışıyla mutluluğu.

Yazmak, böyle şey sanırım.

İsim-cisim, yüz-benlik, sarışınlık-esmerlik,  çirkinlik-güzellik,   değil.

 Bizi duygularımızdan tanıyan,  satır aralarımızı yakalayan, yolu sevgiden, merhametten ve şiirden geçerek kuştan kanatlarımızı  kırmayan

Beri gelsin...


..........................................


ferkul


17 ağustos 2021

12.45

14 Ağustos 2021 Cumartesi

sevmek

 



Zaten birini seni sevsin diye sevmezsin ki. Sen seviyorsun diye sevmez kimse seni. Öylece, karşılıksız ve beklentisizdir sevmek. Kendince, sorgusuz, suâlsiz ve biteviye. 
 
Yağmuru seviyorsun diye damlamaz sular ellerine. Parmak uçlarına konmaz avucunu açsan da. Seyretmek içindir bazen her yağmur damlası. Seyretmek ve ıslatmak için toprağı. Yeşertmek ve diriltmek, kuru fidanı. 
 
Sevgiyi kalbe yerleştirenin, sevimli gösterip sana seni inandıranın vardır bir bildiği. Öyle kolay herkesi, herkese sevdirmez kimseye kimseyi ''O''. 
 
İnsan işi değildir nedenini ve niçinini çözmek, Ayrımsamak ve ayrıştırıp özümsemek de, sana göre ve senin için değil..
 
Sabahın aydınlığı ve nuru, gecenin kayan yıldızında. Her ışık, aydınlatmaz ruhu. Bahânesi aşktır dünya ve ahiret rayihâsını işitebilmenin, merhâmetin ve şefkâtin. Kanayarak ve kana kana, yoksa içilir mi bunca bulanık su?
 
 
Kısacası azîzim, sevmek bir kuş uçurmaktır gökyüzüne, coşkulu. Dönse de senindir, dönmese de sende.
 
 
Sorgusuz ve suâlsiz, biteviye. 
 
Adı sevgi ise.
           Öylece....
 
........................................
 
ferkul 
 
11 ağustos 2021
23.17

7 Ağustos 2021 Cumartesi

U'yandık..




 "Bahanesi yok sevgileri katletmenin. 

Mazereti yok, affı yok, mağfireti hiç yok, kulun hakkını, âhını alanın.  Hükmü yok,  yâr deyip de yar olanın. Yeri mekânsız, göğü renksiz, mazlûmun gülüşünü çalanın"


 Demiş idim.

         

         Gün aydı.  Artık  bugün,  yarın.

                U-yandık.


........................................


ferkul

Sen unut beni...

 Usta yorumcu Recep Gencay  'dan,   

  ve "Pencere Önü Çiçeği "isimli kitabımdan


    "Sen unut beni"

                    Adlı yazım...


Onur duyarak ve sonsuz teşekkürlerimle.


(Şimdi, bayram oldu...🙂)



Önemli...





 Bir "günaydın"  gülümsemesi

Bir parça sevgi

Yalansız, dolansız 

Bir samimîyet, dostça

Biraz şefkât, hilesiz 

Bir gökyüzü, mavi.


Kanat takıp aşka 

Esen yelden, yakıp yıpratmayan güneşten

Bir selâm,  uçan kuşa.


Bir fısıltı gaipten

Gelecek güzel günlere

Biraz renk, bir ışıltı

Yüze nur, ruha huzur 

Bir duâ, yürekten.


Herkese lâzım...


............................................


ferkul


22 temmuz 2021

11.54

Geçiniz...

 



Geçiniz.


Şekersiz ve balonsuz bayramları, vıcık vıcık akrabalıkları, sahte dostları,  cılkı çıkmış aşkları. Almadan vermeyi bilmeyenleri. Üç kuruşa kardeşliği, bir bedene bir nefsi değişeni. Yılları ve günleri merhâmetle ve şefkâtle doldurmayanı, sevgiyi  parada ağır, yükte hafif taşıyanları, gecesi gündüzüne eş olanı,  bir selâmı çok görüp , iki kelâmdan ötesi cümle konuşamayanı.


Geçiniz, efendim. Geçiniz. Hiç birine değmesin gözleriniz. Sevdâdan ve dostluktan, kardeşlikten ve vefâdan bîhaber olanları, yüreğinize bile değdirmeyiniz.


Varsın,  dağ başında yek ve tek,  bir ağaç, okyanusta yelkeni kırık,  bir sandal olunuz. Dallarınıza konmasın kuşlarınız, bir simite tamah etmesin balıklarınız.

Siz  size, benliğiniz  kendinize, yetersiniz.


Geçiniz...


.........................................


ferkul


25 temmuz 2021

21.15

Sabır...

 


Elinden bir şey gelmiyorsa, olana, olmuşa, olacağa, 

Dua et.


Ah ile vah etmenin anlamı yok, sitemin ve kavganın tezahürünün de ederi yok.

Tevekkül et. 


Bazen bir bakış, bazen bir sözle yıkılır insan. Bazen sevdiğine pişman olursun, bazen de sevmediğine yanarsın. Bazen bir duyguyla da felâket yaşanır. Bazen de böyle  birdenbire apansız dört  bir yanın alev alev bir  yangın, bir  afet. Dünya yıkılmış da, altında kalmış gibi.


Bir kuşun öldüğüyle ölür,  dalından düşen yaprağa takılı kalır bakışın. Yanan, küle dönen umuttur, orman değil.  Alev alev ateşler şelâle gibi durdurulamaz,  bakarken kör olur gözün. Onca hayvan, onca canlı yanıp dururken seyretmenin çaresizliği tanımsız, harfsiz,  kelimesiz. Alemin acısıyla, ezilir, parçalanır için.  


Aslında tamı tamına yokuş aşağı yuvarlanmaktan ibarettir hayat dediğin, tırmanmaktan  değil.


Bazen gece, bazen gündüz . Bazen ateş, bazen kor. Biraz kül, biraz duman.


Dünya, bu. 


Sabır et.


..................................................


ferkul 


6 ağustos 2021

15.26

Lâzım


 Hiç bir ideoloji ve zihniyet kendini, masum insanların, hayvanların, dilsiz dudaksız ağaçların bitkilerin ve toprağın zûlmüne haklı gösteremez .


Şiddetle kınıyorum. Çok üzgünüm. Olanları esefle , endişe ve hayretle  izliyorum. Bu çağın, bu dönemin insanı olmaktan utanıyorum.


Yaşamış olduklarımız kader değil, kendi elimize tutuşturduğumuz ateştir. Ellerindeki ateşin bir gün kendilerini yakacağını  hiç mi düşünmezler? Mazlûmun ahının  çıkacağını, niçin bilmezler?  


Bunca zulmün müsebbibî  her kimse ve hangi siyaset adı altında yapıyorsa,  kimin piyonuysa, azcık ruhunu konuşturmalı.  

İdeoloji de bir yerde vicdanla sorgulanmalı, azıcık  akıl ve kalbi konuşturmalı. Böylesi  ateşi tutuşturan insanlıktan çıkmış, ucubedir. 


Allah korkusu ve sevgisi  , herkese lâzım.  Düşmana da, dosta da. 😥😢😰


.......................................


ferkul


2 ağustos 2021

19.33

Alt üst

 


Yıkıldı dağ taş, bırakmadı yerinde

Devr-i âlem oldu da üst üste

Şöyle bir haykırmadım ortalığı yıkarcasına


Yelkensiz gemileri yaktım  okyanusun orta yerinde

Hayâller alabora.

Yıkadım,  p/akladığımı sandığım kirli ellerimi

Acı sularda


İçim bir sessiz çığlık

İçim bir sessiz çığlık

      Yalnızlığım bin yıllık. 


Taş üstüne  taş 

Kahır üstüne kahır 

Saç üstünde baş

   Kimsede kalmamış insanlık .


...............................................


ferkul


31 temmuz 2021

12.56

alev...

 


"İçimiz bir yangın yeri"
Der dururken, şimdi
"dışımız da alev alev.!.."😥 "
 
 
Bu kadar kötülüğü anlamıyorum, anlamak da istemiyorum. Onca insan, onca can. Karıncasından, sineğine, börtü böcekten büyük baş küçük baş hayvanlarına, kuşlara, hele de serçelere, nasıl kıydınız?
 
 
"Olur mu ya, olur mu ? Bu kadar da 'kötü' olunur mu?" dedirten çok olay yaşadım elli üç yıllık hayatımda. Kötülüğün de çeşitleri varmış, gördüm. Azı-çoğu, eksiği-fazlası, damla kadarı, şelâlesi, yağmuru, tufanı. Bu, çok çok insafsızca. Kelime bulamıyorum. 
 
Merhâmet, herkese lâzım. Şefkât de. 'İnsan' olmak, 'iyi' olabilmek, herkesin harcı değil, yaşadıkça görüyor ve ürküyorsun. O yüzden yalnızlaşmıyor muyuz? Kapılarımız bu nedenlerle dışarıya kapalı değil mi?
 
Şimdi kapılar da yanıyor😥
Bunca "kötülüğü", yapıp da nasıl yaşanır ki?
 
 
Nasıl yemek yenir, konuşulur, yüzüne nasıl bakarsın sevdiklerinin? Nasıl kaldırırsın başını, gökyüzüne? Sığınacak, el açıp dua edecek bir 'Rabbin', olur mu? Gözün yere düşmez mi, boşluğa takılmaz mı kelimelerin. Nasıl uyur, nasıl uyanırsın, nasıl ciğerin sızlamaz ki?
Kendine 'seni', nasıl savunursun?
 
Hangi gerekçe, 'seni' paklar, hangi mazaret seni 'senden' koruyabilir?
 
 
Anlamıyorum.
Anlamadım.
 
Anlamayacağım...
😢
...................................................
 
ferkul
 
30 Temmuz 2021
11.17