Bu Blogda Ara

28 Nisan 2019 Pazar

Bir Mesele_ Olmalı



Mesele soğanı sarımsaktan ayırmakta değildi. Aslolan kokuyu birbirine karıştırmamaktaydı. Soğan bileydi acı tadının değerini, sarımsak da ezilip büzülmezdi öyle yemek ortasında bir başına. Bazen de kokusuyla sarmazdı ortalığı toza dumana. Öyleydi böyleydi derken yüzyıllarca sorgusuz sualsiz kimi bir çorbaya katık etti kendini, kimi de bir çekmece içinde 
havasız, nefessiz çürüdü gitti habersizce.
 

Ne de olsa: ne olursa olsun, ne soğansız, ne de sarımsaksız, yaşanmamalıydı.
Mesele taş ile yeri de değildi. Mesele o taşın yerinde sağlam olmamasındaydı belki de. Azıcık yerini oynatsan düşecekti. Halbuki sağlam oturmalı taş dediğin yerinde. Ağırlığını taşımalı toprak. Sımsıkı sarmalı, kucaklamalı. Yerine göre hatta taşın içinden küçük bir yeşil fidan yeşertmeli ki, değsin toprak olduğuna.Taşıyamacaksan bir taşı, yeşertemeyeceksen bir fidanı, toprak olmanın anlamı var mı?


Her şey zamanında güzel, her şey yaşında , gününde, mevsiminde yaşanmalı, tadı tuzu, kokusu düne, güne, yarına bulaşmamalı. Bulaştıysa da, iyiye güzele doğru yol almalı.


Soğansan sarımsakla,
Taşsan yerinde,
Topraksan ağırlığında yaşamalı.
Yaşıyorsan bir anlamı olmalı.



Olmalı?..

.

ferku
l
27 nisan2019
15:27

27 Nisan 2019 Cumartesi

N' ETMELİ



Şu bulutsuz gökyüzü,
Bu durgun deniz mavi
Gemiler üstünde martılar
Sırılsıklam yağmurlar
Çığlık çığlığa bahar
Badem çiçekleri
Bu ışık ışık hava,
Neşeli güneşi
Serde bir çocuk sevinci
Delirmemek işten değil
Bu bahar öldürecek beni.


Bu baharı ne'tmeli?...


.

ferkul

2 nisan2019
17:51

BELKİ DE...





Belki de en iyisi saksıda çiçek olmak
Ya da bir sevdaya şiir, olmak
Ve hatta
Bir güvercin kanadında gökyüzü olabilmektir, Belki de sevmek.
Kurutmaktır bir çiçeği dalında.

Sonra


Kokusunu aramak bir ömür boyu.
Kurumuş gül, kokar mı?


.


ferkul

güzelim


UMUT ETMEK GÜZELDİR
UMUDU,  KATIK ETMEK EMEĞE,
DAHA GÜZEL...


ferkul

ÇAY MI





Ve çay
Biraz da isyandır
Yalnızlığa,
Suskunluğa
Ve yaşanmamışlığa...

Kan kırmızı
Tavşan kanı,
Demi şifadır aslında
Umuda...

Bir bardak daha?

.

ferkul

KALEM TAKTIM KANATLARIMA...



KALEM TAKTIM KANATLARIMA...

Yediği acıdan gözleri yaşarmış, midesine kramlar giren, yine de ağlayıp sızlamayan ellisinde bir çocuğum.

Vurgun yemiş, sırtlan kapmış güvercinlerimi.

Ahd ettim, and içtim güzel günlere dair vazgeçmeyişlerin türküsüne. Nakarat oldu dilim, söylenmeyen sözlere. Sabır denilen gergefe nakışlar işledim her bir renge bin bir anlam yükleyerek. Fısıldamadım bile kimseye , dokunmasınlar diye düşlerime. Suskunlukları süsledim şiirlerle. 

Kafesteki kuşa uçmak sorulur mu ?

Sayısız mevsim sonlarında avuttum ruhumu dünden kalan yarınlar yeminine. Çok da fazla dürüst değildi gün doğuşları, güneşe ve aya saklanmıştı her bir hayal kırığı. Çok da fazla değildi masumiyeti denizlerin dalgakıran sandallara. Çok da fazla kolay değildi yaşamak bunca kurtlar sofrasında.

Bulutlardan seçilir mi gün sarısı?
Güneşe bakabilir misin bir gözün kamaşmışsa?



Bana söylemiş, yine de ben, inanmışım. En çok da kendi yalanlarımmış oysa kandığım.
Yine de umuda kanat çırpar kuşlarım.



Gülümseyen yarınlara talibim.


.

ferkul

30 mart2019
18.57

CIVILTI



Ne biliyorsunuz hep kuşların söylediği şarkıdır?
Belki de, her geçen gün kırılan bir kanada ağıttır.



ferkul

HASRET DEDİĞİN...




Bir avuç gökyüzü hasret dediğin. Bir parça mevsim, biraz bulut, biraz yağmur, bir tek yürek, biriktirip çoğalttığın, azaldıkça eklediğin. Su gibi, duru. Güneş gibi parlak ve yakıcı.
SEN'den ve BEN' den olmamış bir BİZ yoksunu gün ve gecelerin toplamında, özlemek dün ile düşten kalanları..
.
Sevmekle yaşamak arası bir araf. Yürümekle durmanın arasında bir kör nokta. Noktalardan üretilmiş bir çok mısra.

Yazsan ne olur?
Yaşasan ne olur?


Kavuşmak yoksa.

Bir avuç gökyüzünde bulut toplamaksa hasret dediğin, işin de gücün de zor, azizim.


.

ferkul

24nisan2019
14.03

BÖYLE DEĞİLDİK

İnsanın insana ettiğini, hayvan hayvana etmez.Hiç olmazsa parçalar, yer. Utanmazlık zırh olmuş, kuşatmış her bir yanımızı.

Halbuki biz böyle yaratılmamıştık. Düşünme ve irade denilen hasletlerimiz vardı bizim. Çocuğa uzatılan elimiz vardı, uzatıldığında korkulmadan tutulan.Ceplerinde balonla gezen dedelerimiz, şekersiz dışarı çıkmayan ninelerimiz vardı, sokak başlarında pişi dağıtan teyzelerimiz. Bakkal amcalarımız vardı hiç tereddütsüz ekmek akmaya gönderildiğimiz, ekmeğin yanında eti puf uzatan. Komşu abiler vardı değil dokunmak, mahallesinde kız çocuklarına söz bile kondurmayan?


Merhamet ve şefkatten ibaret bir seçilmişliğimiz vardı kainatta. İz var izan varken, nedir bu çirkin yüzünüz?

Nereye gitti masumiyetiniz?

Nerede Allah korkusu?




ferkul

5 Nisan 2019 Cuma

Sevmek diye bir şey yok



Sevmek diye bir şey yok
Yanılmışsınız şairler
Dağ dediğin yerinde ağır
Çöl bildiğin hep kahır.

Aslı hiç doğmamış,
Keremse dünyadan bîhaber .


Adı çıkmış sevdanın
Ferhat kayıp bir meçhulde
Leylayı ateşe vermiş mecnun
Sesini çalmış rüzgâr
Duymuyorsunuz !



İnsanı kandırmakta ne var
Hepsi sizin suçunuz
Bir var ile
Bir yokmuşsunuz ...


Sevmek diye bir şey yok
Dost bağları ısırgan otu
Yol bildiğin çıkmaz sokak
Kim kaybetmiş, kim bulacak?


Sevmek diye bir şey yok
Kendi kendinize bir türkü tutturmuşsunuz.
Hepi topu bir kaç yalan
Yar yüreği olmuş talan
Yok bu işte bir kâr bulan.

Şiirlerin hepsi yalan

Yanılmışsınız şairler
Sevmek diye bir şey yok.



.


ferkul 

5 mart2019
15:33

GİBİYE GİBİ, GİBİ




Bir bulanık, bir puslu
Bir güneşli, bir umutlu
Bazen bir kış
Bazen bir bahar gibiyim.

Öylesine, böylesine yazılmış
İçi dolu, çarpık çurpuk
Eskimiş de yıpranmış
Yarım yamalak satırlar
Yüzyıllardır gün görmemiş
Rüzgarda savrulan kağıtlar, gibiyim.



Bütün şiirler ve şarkıların tükenmiş notası,
Serkeş ve dağınık
Lapa lapa yağan kar
Sulu sepken gökyüzünden boşanmış
Ortalığı sel almışken kurumuş
Yağmurlar gibiyim.



Şiir olsa ne olur,
Türkü olsa dokunur
Eli, ayağı bağlanmış
Satır arası karanlık
Faili mechul, kitaplar gibiyim.



.

ferkul 


5 mart2019
14:57

Çiçekleri kopartmayınız...




Bırakın kalsın kokusuyla. Kurusuyla, dalıyla, yaprağıyla. Takılmış uçurtmasıyla. Bırakın öylece, yalnız, biri bin eden rayihasıyla.

Çiçektir, adını sanından almış. Dokunmayınız!.

Dalına konmuş kanadı kırık kuşlar, rengârenk mevsimlerce böyle gelmiş öyle gider; sabahı bekler akşamlar. Hep böyle miydi sevdalar?

Tutunmuş bir çorak toprağa. Yapışmış kökleriyle, kucaklar gibi dünyayı, sarılır gibi gövdesine, sarılır gibi kendine, direnir fırtınaya, yağmura. Hep yek ve tek başına..

Çiçektir, kokusuna aldanmayınız, gücünü güneşten alır, yaprağı karanlığa kapanır. Dalından kopunca dağılır, elde durmaz, yüreğe konmaz, toprağa yakışır.



Çiçekleri kopartmayınız...


.

ferkul 

3 mart2019
16:18

...



Yol ve yolculuk törpüsü ömrün.
Kimisi yürekten geçer, kimisi ıssız ve çorak dağlardan.
Yürek de ağaç gibi kök salmadıysa, boşuna bakar durursun yollara.
Dalında serçe sürüsü olan ağaç kaldı mı?
.


ferkul

şaka gibi



İnce bir istihza ile bıyık altından gülüyor gibi bana hayat:
Aldım, verdim
Verdim, aldım
Aldım verdim
BEN SENİ yendim!...

.


ferkul

İşte geldim, gidiyorum...



Düşler gördüm gökkuşağı renginde
İçindeydi hayır da, şer de
Kuşandım bulutları üstüme
Sarıldım bir düş örtüsüne
İşte geldim, gidiyorum...



Sen hiç mavi düş gördün mü?

Dokundun mu yüreğe? Sevdin mi hiç,
Öptün mü bir çocuğu gözlerinden ? Sarıldın mı merhametle? Kar altında bir çiçeği çıkardın mı günışığına? Hiç başladın mı sil baştan , silip çıkardığına gönülden?


Güldün mü gözbebeklerin gül saçana dek?

Yakıştın mı bir düş sarmalına?
Yaşadın mı, yaşanmamış yılları, nefesin tıkanana dek?


Sen hiç bir oldun mu ikiyken, ikiyi bir saydın mı? Saymayı da unutana dek?


Mavi düşler, mavi gülüşler için.


Sen hiç mavi düş gördün mü?

.


ferkul
31 ocak2019
16:06