Bu Blogda Ara

27 Eylül 2019 Cuma

kendin dinle şarkını.




Bir gün biri gelir. Bozar bütün ezberlerini, unutursun. Toplayıp senden geriye kalanları ortaya, toplayıp birikmişlikleri, susamışlıkları, aramayıp da bulunmayışlıkları, koyarsın bir kenara, dökersin bütün mevsimleri başına, çiçek saçar kışlar. 

Neredeydin dersin bunca zaman, geciktin akşamlara. Yıldız dediğin de kayar mı avuçlarından? Koca gökyüzünün kayan yıldıza ihtiyacı mı var?

Ve sonra bakarsın, alışmışsındır sana senden yakın sesine. Yabancıdır ka/la/balıklar, gürültüdür şarkılar. Yalandır nakaratları. Bir duvar yıkılır, bin duvar örülür ruhuna. Böyle miydi dersin katışıksız dostluklar? "İyilik " ve "Vefa", sadece İstanbul' da bir semtin adında mı saklı?


Bir iken iki olmak ağır gelir, nasıl ki, ikiyken bir olmaktan daha da fazla yük olur sevmelerin yorgun sesi. Yüktür de gerçekten, eğer yürek taşıyorsan yalansız. Ne ağırı taşırsın, ne sönüp gitmek istersin balon köpüğü gibi. Kırılmaya alışmış yürek kaldıramaz ihtimalleri...
Bazen bir bakış bile kırılmış bir bardaktan daha fazla parçalar yaşanmışlıkları. Tuzla buz tutar mı ? Tutsa da tadı var mı?



Yoksa sana benzeyeni, seni kendinde bulmayanı, misafirdir hepsi. Biri gelir, bini gider ka/la/balıkların. Üç günden fazlası nakaratsız dinlenir şarkıların.


Sonrası, bulutsun bir salıncakta, salla dur ayaklarını... Kendin salla, kendin dinle şarkını...


.

ferkul

7eylül2019
21.40

Hiç yorum yok: