Zorlu bir gündü... Bir tanıdığım intihar etti bugün, her gün
görüştüğün, ara sıra hal hatır sorduğun biri... Durgun, kendi halinde,
işyerinde her zaman birlikte çalıştığınız, selamlaştığınız bazen bir bardak
çayı paylaştığınız, ama hiç bir derdi, kederi paylaşamadığınız, birbirinize hiç
bir şey katmadan, öylesine geçip günlerin içinde var olan ama olmayan biri...
Bir insanın hayatına son verecek kadar kederli ve çaresiz
olabilmesi, bu kadar zayıf olmak için nedenleri de olsa, ne kadar kötü!...
Bu kadar mı önemli mutluluk, huzur, var oluş?..
İlle de mutlu mu olmalı insan ?..
Neyi yaşarsak yaşayalım, hangi şartlarda olursak olalım,
hayat devam ediyor, etmeli, bir küçük mum ışığı da yeter bazen aydınlanmaya,
bir sabah güneşi, bir çocuk gülümseyişi... Elbette hiç bir problemi ve kederi,
yaşamda düşlediğimiz hiç bir pembe rüyayı geri getirmez ama, ille de çaresi
vardır her bir çaresizliğin... İlle de mutlu mu olmalı, sağlık, var olanlar
neden yetmez, neden bu kadar doyumsusuz?..
O kendini öldürdü, biz çalışmaya devam ettik, bir iki ah,
vah_tan sonra günlük düzeninde yürüdü her şey... Bir garip göçtü gitti, sanki
kendi kendine el salladı, vedalaşmadan sessizce çekildi, garipti, garip öldü,
biz devam ettik yaşamımıza... İyi mi etti sanki, şimdi rahat mı, kurtuldu mu,
kurtulacağını mı sandı, mutlu mu?...
Bütün gün boyunca düşündüm... Çalışırken, gezerken,
üzülürken, yürürken, konuşurken... Böyle günlerin akşamında beynim saatlerce
fizik çalışmış gibi doludur, saatlerce konuşup hiç susmayan bir komşuyu
dinlemiş kadar yorgun... Neden_ler den çok nasıllarla uğraşırız çoğu zaman...
Aslında her şeyin kökü, kaynağı mutsuzluk, ne yapmalı, etmeli de şu mutluluk
denilen sudan azıcık da olsa içmeli?... Ya da olmazsa olmazlardan çıkarıp
atmayı becerebilmeli?.. Ne yapsak ne
etsek, nereye gitsek peşimizden ayrılmayan, beynimizden çıkmayan tek hedef, tek
amaç bu... O zaman bir yolu, olmalı...
Nasıl mutlu olunur?...
Yetinmeyi bileceksin.Önce kazanmayı, sonra kaybettiğin zaman
da bir zamanlar ben kazanmıştım demeyi... Ya da savaştığın sürece var olduğunun
bilincinde olmalı...
Çünkü savaşmak da yaşamaktandır...
Sevmeyi bileceksin... Sevilmesen de hiç, önce sen seveceksin
ki aydınlansın yüzün.Sevmeyi bilmeyen insanlar hep mutsuzluğa mahkumdur...Ve
mutsuzluğa boğar insanı, kurtulamazsın selinden... Akıntıya kapılmadan sudan sen çıkacaksın
önce...
Uzak duracaksın sevmesini bilmeyenden...
Küçük şeyler, ayrıntılarda gizlidir, küçük şeyler mutluluğu
gizler, aslında hepsi büyüktür... En
küçük noktadan başlayarak görmesini bilmek gerek bakmaktan çok, görebilmek en
büyük başarı... Baktığın zaman görebileceğin bir göze sahip olmak, en büyük
mutluluk....
Affetmeyi de bileceksin haksızlığa uğrasan da... Ama
affettiğin kadar biraz da intikam hissi de taşıyacaksın ezilmişlikten kurtulmak
için... Kin demiyorum, asla!
İntikam düşüneceksin ama, almayacaksın... Sevmeyi bilen
insanın susması bile en büyük intikamdır...
Ve hoşgörü... En büyük nimet eğer sende varsa...
Köreltmeden, köreltilmeden kullanılırsa yaşamın her anını değer kılar nefes
almaya.Ve yaşanır kılar her bir günü...
Ve SEN!.. Önemlisin, değersin, özelsin!... Hiç kimse için
olmasa bile kendin için özelsin... Unutma ki senden başka bir tane daha yok!.. Hiç
kimsenin seni incitemeyeceği kadar önce sen sev kendini, sonra diğerleri gelir...
Önce sen seni incitme ki, dokunamasın sana kimse....
Sen oldukça; En sevmediğin mevsim bile bahar olur, yaz olur,
karda açan çiçek olur... Sen var olmazsan hangi mevsim gelse ne yazar?...
Çoğaltılabilir, nasıl mutlu olunur, nasıl daha memnun oluruz
hayat dediğimiz şu hep karşımızda bir karanlık sayfa açan kitapta, bilmiyorum
ama unutuyoruz bazen yaşamayı, yaşamanın, nefes almanın her şeyden önce önemli
olduğunu...
Kendine göre bir yol, seç o senin yolun olsun, ara sıra
uğradığın, üzerinden geçtiğin...
Nasıl Mutlu Olunursa Kendince, Bir Cümle Kur, Dene, Bir Adım
At, Gerisi Gelir...
Hiç bir şey senden önemli değil!
ferkul
23.50
27eylül2010
5 yorum:
Üzüldüm. Olan gidene oluyor. Geride kalanlar yaşamaya devam ediyor. Onu o hale sürükleyen her neyse hala var ama o yok.
İnsanı çaresizliğe sürükleyen ne olursa olsun sonuç böyle olmamalı ama maalesefki oluyor. Hiçkimse dertsiz değil. Kimi hastalıktan, kimi sevdadan, kimi maddiyattan vs. bu liste uzar gider ama hep dedim Rabbim kimsenin çekemeyeceği yükü yüklemez omuzlarına. Elbet vardır bir hayır her kötü şeyin ardında. Yeter ki sabretmeyi bilelim çıkar elbet yollar bahara, öyle değil mi?
Arkadaşım, yazın öyle içten olmuş ki sanki karşıma oturmuşsun benimle konuşuyormuşsun gibi hissettim. Son günlerde sanırım böylesine içten sözlere ihtiyacım varmış. Sağolasın. Sevgiyle ve mutlu kal.
Allah rahmet eylesin.mekanı cennet olur inşallah.bu dünyada gülemedi yüce rabbim öbür dünya da güldürür ve affeder inşallah.bütün dualarımız onunla .uzun süre birlikte çalıştığın bir insanın hayatına son verdiğini duymak çok acı ve... arkasından iki damla gözyaşı...sonra senin dediğin gibi yalan dünyanın meşgaleleri ile uğraşmaya devam...hayat hepimiz için çok kısa önemli olan o kısa zaman diliminde yüce rabbime yakışır kullar olarakyaşamak.allahımhepimizi o kullardan eylesin.AMİN....
glmsr üye olmadığım için adsız gönderdim sevgiler
Bu yazınızı bloğuma alıp 'link 'vermek istiyorum Ferkul kardeşim,kabul mü ?
İyisiniz inşallah.Hayırlı günler.
tabii, yayınlayabilirsiniz..Hamdolsun...Siz de iyisiniz inşaallah kardeşim?
Yorum Gönder