Bu Blogda Ara

4 Mart 2011 Cuma

YALNIZLIK; GÜZELDİR


YALNIZLIK; GÜZELDİR




Ve;  aslında bir parça yalnızlıktı  hayat boyu sırtında taşıdığın... Yük dersin, ağır dersin, taşınmaz dersin, yükledikçe yüklenirsin, sızlanırsın gece gündüz... En ağır hastalıktır yalnızlık, ağrılı... Diz boyundan başlar boğazından taşar, nefes alamazsın. Bazen kimsesizliğin çarpar yüzüne soğuk su gibi, donarsın, üşür ellerin, üşür parmak uçların, üşür yüreğin, donakalır gözbebeğin...
Beklersin,sanırsın ki umut dediğin hep vardır; yalnızlıkla beslenir...
Hep bir başka yalnızlıkla çoğalacak bir başka umut yeşertirsin bahçende... Başka başka renkler silebilir mi tek bir hamle ile senin siyah beyaz yalnızlığını; düşünemezsin...
Beklemek her ömrü tüketen bir başka illet aslında, bilemezsin... Halbuki her gelen kendi yalnızlığıyla gelir, yerleşir hayatının içine, sen kendi yalnızlığınla baş edememişken bir başkasının yalnızlığını nasıl yüklersin ki zaten zayıf omzuna?.. Çöke kalırsın işte olduğun yerde, yüreğine ulaşır en son, bu yalnızlık benden, bensiz olmaz, diyemezsin... İnkar edersin...  Ağır gelir, taşıyamazsın çoğu zaman, çok gelir. Hep fazladır, fazladandır,  hep başkasından gelendir her günü bir ertesi sabaha taşıyandır yalnızlığın...
Suçlarsın, suçlayarak yalnızlığı, suçlayarak kendini, geçer gider yıllar, geçer gider su gibi...

Halbuki her parçası masumdu sen yaşadıkça nefes aldıkça var olan; bitmeyen, tükenmeyen senden bir parça, Sen_di.... Her parçasında bir parça sevgi kırıntısı taşınmıştı içine... Karanlığa, geceye, yıldızlara, aya ve sessiz çığlıklara hapsolmuştu... Her sessiz çığlık, her susuş bir parça yalnızlığı çağrıştırır... Bir parça da sevgiyi... Biriktirip biriktirip içinde çoğalttığın ne kindi, ne nefret, ne de umutsuzluk; yaşatıldığın ve yaşatılan her mutsuzluğun, her damla göz yaşının sebebi yalnızlık, sevgisizliktir aslında... En çok kendini sever insan hayatta, bir başka yüzde kendini görmektir sevgi, sadece aynadır, kendini görürsün, yaşamazsın... Sevgi de çok yalnızlık çağrıştırır çünkü... Aşk da... Her ikisi ayrılmaz birer kardeş gibidir... Her bir yalnızlık bir başkasını doğuran içsel yalnızlıkların duyguya dönüşümüdür, bilebilsen...

Ve aslında çıplak yalnızlık kalabalıklarda yaşanan kimsesizlikten daha ağır değilmiş, dersin, büyürsün... İçindeki çocuk da büyür yalnızlığın büyüdükçe... .Daha bir kendine sahiplenirsin, daha bir seversin kendini, insanı, yaşamayı.... Daha bir varsın, daha bir nefes aldıkça çoğalır gülümsemelerin, yalnızlığınla kalabalıklaşırsın... Daha bir senden bir parça taşıyarak çoğaltırsın yalnızlıkla bir kaderi. Halbuki bugün, dünden çok da farklı değildir aslında... Değişen de sensin, değiştiren de, değiştiremeyen de, kalan da sen olursun giden de... Çıplak yalnızlıkların kaderi aslında daha çok kendini bulmaktır şehirlerin tam ortasında, belki de uçsuz bucaksız rengarenk Mardin ovasının tam orta yerinde, gülümsemek...
İşte bu; senin yalnızlığın...
Her çıplak yalnızlık kader değildir, kader olan tek şey senin doğumun, yaşayışın ve ölümün.

Ve aslında yalnızlık güzeldir, bir başkasının yalnızlığından kalan kırıntılarla yetinemezsin,çoğalamazsın, çoğaltamazsın, sen sendeki yalnızlığı sevmedikçe kendin olamazsın.... Ve sevemezsin kimseyi.... Her bir saniyesinde solup giden bir gül gibi solduğun, eriyen bir buz gibi eksildiğin, her sevgide yanıldığın, her günde geceye hasret çektiğin, her anında hayal kırıklığı ve umutsuzluğu yaşadığın, zaman zaman gülümsediğin, zaman zaman renklere  boğan, küçük sevinçlerle göz kırpan ve bir anda bütün renkleri senden alan şu hayatın içinde tek güzel olan şey ; yalnızlığın...

Yalnızsan, ve farkındaysan senden gelenin, en güzel sensin...
Yalnızlık  güzeldir...

Yalnızlığını sevebilenlerden olmak ümidiyle..


ferkul

23.20
28 şubat 2011

Hiç yorum yok: