Bu Blogda Ara

20 Şubat 2009 Cuma

aşk dediğin


AŞK DEDİĞİN,
Aşk ; dağ başında bir kaç koyun içinde bir gece yarısı çobanının son sigarasında saklı dumanıdır... Ciğerlerine çektikçe her nefesinde kendini bulduğu, son sevdalanışı, son yanışıdır, sabaha dek bitip tükenmek bilmez özlemidir, sonu gelmesin istenen...

Aşk dediğin gürül gürül akan çağlayan başında susayıştır, kanmayı bile düşünmeden bir yudum su isteğidir, elini suya değdirmeden , bıçak gibi suya düşmek ve boğulmaktır, akışında kaybolmak...
Aşk dediğin, sılaya sevdalanmak, kavuşmalar içinde gurbetliği yaşamak, sevdiklerinin arasında yalnız kalmaktır, tek başına direniş, kendine, kadere, olmuşa, olmazlara yüz verip ayak diremektir içindeki yaramaz çocukla didişmektir aşk....
Aşk, düz yolda giderken ayağı bir taşa takılıp düşen bir dalgın adamdır, duvara çarpıp yeniden dirilişi yaşayan...Yürüdükçe bitmeyişidir , yolun sonuna gelmeyişdir... Yare gülümseyen bir gül vermekten beri olmamaktır, görüp gözünü kapatmaktır aşk, görmemek, bakmamak, yoksaymaktır kendinden başka her şeydir aşk....

Aşk dediğin; sarıp sarmalamaktır hayatı, kucaklamak güneşi, sonra ardında bırakmaktır aydınlığı... Dönüşü olmayan yollara yüz sürüş, geriye bakmamaktır, tek başına dünyayı sırtlanmaktır aşk...

Aşk dediğin; mevsimsiz bir yemeği aç karnına düşlemektir, düşünde kendini görmek,kendinde doymak, mevsimlere aldanmaktır... Baharda açmış bir sonbahar gülüdür; sonu belli, başı belli bir romanda sıradışı yaşamak... Aşk bir düş görmektir, gördüğün düşte yaşamayı seçmek, ve belki de hiç uyanmamaktır....
Aşk dediğin; bir sarışın mavi gözlü peridir, yoklukları var eden Allah’a yakarıştır, bir melektir, el açıp yol gösteren... Bir siyah gözlü melektir, doğru yoldan şaşırtan... Aşk bir şeytandır, melekken şeytanlığı seçen bir kuldur, bir sırat köprüsünde kendini bulan...

Aşk bir ince çizgidir, ressamın kendi tuvalinde ilerleyemeşi,elini oynatmadan resmi çizişidir ve ansızın duruverişi.. Rengini belirleyemeyişi, aşk bir resimdir, içinde ressamın yüzünü gördüğün....Aşk dediğin bir yangın, ateşi sen, dumanı sen, külü sen!....Yandıkça yanmak istediğin, ışığında kayboldukça bulunmak istemeyiştir, ilk ve son kayboluşudur insanoğlunun ....

Aşk dediğin bir hiçtir;
hiçliğinde saklıdır bütün geçmişin, geleceğin...
Aşk kaderdir, alınyazısı, yaratılış kadar gerçek,
ölüm kadar belirsiz bir hiçtir...
Varlığın içinde hiç’i yaşamaktır aşk,
hiçliğinde kaybolmak ve bulunmamak isteyiştir...
Aşk dediğin hiçbir şeydir...
Sen hiçbir şeysin!....

ferkul

10şubat 20009

00.24

2 yorum:

Seyyah dedi ki...

o hiçliği hissetmiş herkes katılacaktır sanırım bu tanımlamalara..yürekten ve sıcacık bir yazı olmuş.. her tanıma güç ve cesaret saklanmış. Aşk biraz da cesur olabilmke galiba:)

sevgiyle kal..

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Ne güzel anlatmışsın Aşkı. Hep derler ya aşk anlatılmaz yaşanır diye. Çok güzel ifade etmişsin. Sevgiyle kal.