Bu Blogda Ara

5 Nisan 2010 Pazartesi

Görebildiğim Bir Bahar İstiyorum



Görebildiğim Bir Bahar İstiyorum

Taktım kafaya... Evet bir şehirde yaşarsan baharı göremezsin, hissedemezsin, dokunamazsın ellerinle... Şöyle bir bahar sabahı uyandığında pencerene yaslanmış  bir ağaç dalı da olmaz mı insanın?.. Çiçeğiyle, kokusuyla bir badem, erik dalı günaydın deseydi, gülümseseydi en içten dostun gülümseyişinden sıcak... Bu kadar mı şehir demek, ağaçsız dalsız, çiçeksizlik demek?.. Bunu özellikle yapıyormuş insanlar, yeni duydum... Apartman önlerinde çocuklar toplanıp meyve kavgasına girişmesinler diye, meyveli ağaç dikmek istemiyormuş kimse...

Bu ne insafsız görmezden geliş masumiyeti?.. Mutluluk denilen küçük bahaneleri?..
Ve bu kaçıncı katliam duygusu hissettirilen?

Meyvesiz ağaç, çocuksuz  sokaklar, apartman önleri, çiçeksiz bahar... Bazen düşünüyorum da hayatı anlamsızlaştıran yine biziz, resimlendiremeyen, renklendirmesini bilemeyen yine kendimiz... Kendine ettiğini düşmanı yapmaz insanın... Biraz olsun açık olmalı, biraz olsun adım atmaya hazır bir çift ayak, görmek için göz, duymak için yürek gerek... Patlamaya hazır bir bomba gibi cesaret!..

Yine mevsim bahar... Yine koşturmaca içinde insanlar... Küçük bir an ayırmadan kendine, gelip geçen mevsimlerin farkına varmamak için direnirken, baharın ilk çiçek açmış ağacını görmek, hissetmek, uğur getirir, yeni bir yaşama doğru bir yol açar, diyorum... Ve , istiyorum ki her apartmanın önünde bir kaç meyve ağacı sıralansın, çocukların sesi kuş sesleriyle yarışsın... Çocuk sesini dünyamızdan hiç eksilmesin!... Bize biraz masumiyet gerek!...


Bahar!.. İlk kez aşık oluyormuş gibi, ilk kez gülümseyerek dünyaya gözlerini açan bir bebek gibi... Pencere önü çiçekleri kadar sıcak bir bakış hayata... İlk bahar çiçeği, ilk nefes alış gibi...

Baharda baharı yaşamak.... Görmek, hissetmek, koklamak, duyumsamak dileğiyle...

Dışarıda gümbür gümbür bir bahar sesi...

Duyuyor musunuz?...


ferkul

(Üçtür baharı yazıyorum... Eğer bir gün şair olursam, bahar şairi diye anılmak isterdim...)

24mart2010
20.20

Hiç yorum yok: