Bu Blogda Ara

29 Kasım 2017 Çarşamba

kağıttan kayık


Denizin ortasında bir kayık olsam.
Kayığın içinde bir kürek.Yaslansak birlikte dalgalara.Rüzgar esse, martı uçsa yanıbaşımızdan. Bir mavi, bir beyaz, /b/aşka renk tanımasak .

Yalnız ve tek ben, deniz ve sarıldığım kürekler. Adına aşk desem kuşandığım yalnızlığa. Döksem içimi bin milyonlarca. Dökülsem salkım saçak, bıraksam suyun akışına kederi, kaderi, oluru, olmazı, yaşanmış ve yaşanamamışı, yıkılmışlığı ve yenilmişliği, belki de hiç birini ve hepsini...

Öylesine geçip gitse akşamlar ve sabahlar. Öylesine günler , geceler , anlar...

Bu dinginlik,bu ferahlık, bu yalnızlık, bu huzur, sürüp gitse bir ömür. İşte, zenginlik, işte aldığın nefesi yürekten duymak ...

Kimse bilmese, duymasa, sustursam beynimdeki susmak bilmez şiiri. Çocuk şarkılarıyla çınlatsa ufku içimdeki deli kadın.

Yeterdi, belki de kimbilir, bir kaç mısra biraz şiir? Doyasıya yaşamaya , vuslat nakaratında bulmaya kendimi...



Kürekbenim
Kayık benim
Deniz benim
Mavi benim
Ellere nesi?





.

ferkul

30eylül3017
16:51

Hiç yorum yok: