Bu Blogda Ara

13 Temmuz 2018 Cuma

yağmur kaçağı






Yağmur sıcağı diye bir kavram var ki, gerçeğin ta kendisidir.

Öyle bir sıcak ki, kavrulursun. Başın döner, dünya döner, sen durursun. Sen bungun, hava bungun, su bungun, şiirin zaten bungun. Ne konuşacak derman verir, ne susacak hâl bırakır. Nereye gitsen, ne yapsan, ne etsen boş, ne tarafa baksan yol, yoktur.

Sıcak bu, çekilecek. Kime suç yükleyeceksin?
Ah bu mevsimler! Bütün suç, bahardan kaçan yazda.😊 Yarden , yarenden geçilir, nefesten geçilir mi?

Sonra, birdenbire hiç ummadığın bir anda bir yel eser, bir bulut geçer üstünden. Sağnak bir yağmur bırakır kendini yere, çılgın damlalarla . Sıcak ne kadar çoksa, ne kadar çok bunalttıysa, yağmur o kadar çoktur. Bazen doluya verir, sel doldurur kaldırım taşlarını, bazen çisil çisil yağar toprakla kucaklaşır gibi.

Ha babam yağar , ha babam yağar da yağar, tutamazsın ki yağmurun elinden. Unutursun sıcağı, bungunluğu, sanki yağmur hep varmış, her an ıslakmış gibi umutlar, hiç yaşanmamış gibi o sıkıntı.

Ve hiç ummadığın bir anda birdenbire bir güneş açar ki, şaşakalırsın . Toprağın içine çeken kokusu alır götürür senden, seni. Yedi renkli bir melek bakmaya doyamadığın dağların arasından el sallar gibi ışıldar yüzüne, gözlerine. Aydınlanır gün.

Her şey birdenbire olur.

Gülümsersin.😊

.

ferkul

12 temmuz 2018
18.03

Hiç yorum yok: