Bu Blogda Ara

3 Kasım 2007 Cumartesi

ISLANMAK, YAŞAMAKTIR

Koşturuyordum… Yağmur dışarıda yağıyordu, ben konuşuyordum. Aceleydi işim, günün her saatinde olduğu gibi, çok hızlı çalışmam, hızlı konuşmam gerekiyordu. Yetişmesi gereken şeylerin içinde telaşlı, yüksek sesle konuşuyordum, kendi sesimi duyuyordum, dışarıda yağmur yağıyordu… İçimde bir çok ses susuyordu… Yağmurun sesi, dışarıdan geliyordu, içeride koşturmaca bir hayat, koşturmaca bir türkü çalıyordu uzaktan, türküyü duymuyordum…Hiç türkü söylemedim ki ben, nasıl duyayım , nasıl söylenir memleket havası, nasıl coşar insanlar?.. Kendimi seyrediyordum, geceler ve gündüzler boyu uyumamış birini görüyordum, yüreği uykulu… Yağmuru görmüyordum…

İçerideki yoğunluk bitince daha hızlı bir acele dalgasıyla attım dışarı kendimi… Hafiften bir soğuk yakaladı nefesimi, üşüdüm… Başka bir telaş, başka bir insana dönüşüm başlıyordu. Kimlik sorgulaması yapılsa bir çok kimlikle çıkardım karşısına birilerinin… Her şeyi birden başarmak ne kadar zor!.. Herkes olmak ne kadar güç!... Kendin olmak imkansız… Düşünmemeli, koşmalı, yağmur damlarlarıyla yarışmalıydım… Bu sefer eve yetişmek gerek, evdeki koşu için, yemek için, çocuklar için, yağmur da yağıyor, ben ıslanmıyordum… Sanki yağmurdan kaçıyordum… Sahi yağmur yağıyor !... Ben niye ıslanmıyorum ?...

Durdum, birden yağmuru gördüm, nasıl da usul usul yağıyor, bu kadar yorma kendini der gibi, beni de gör, beni de sev, der gibi… Durdum, yağmuru gördüm… Ne güzel yağıyordu yağmur, akşamın içine yağıyordu, toprağı ıslatırken gülümsüyordu, yapraklar da ıslanmıştı, ağaçlarla birlikte gökyüzü ıslanmıştı, güneşi de ıslatmıştı yağmur, görünmüyordu güneş, sabaha saklamıştı ıslak yüzünü, yeni ve güzel günlere der gibi… Ayı da kapatmıştı yağmur bulutları, karaydı, karanlıktı, ama yine de gülümsüyordu yağarken… Gün bitmişti, akşamdı… Evlerin ışıkları yanıyordu, bacalardaki dumanlar ıslanıyordu… Ben niye ıslanmıyordum?... Önümden küçük, sevimli bir köpek geçti, hiç korkmuyordu ıslanmaktan, aheste aheste, ıslanmak, yaşamaktır, der gibi… Her zamankinden farklı, korkmadım ben de köpekten, gülümsedim… Akşamın karanlığında ıslak bir yağmur kokusu sardı dünyayı

Durdum, uzattım ellerimi yağmura, bir damla düştü ellerime… Hayat ne güzel, yaşamak ne güzel, yağmurun içerde yağması ne güzel! Dışarıda yağmuru görmek, ne güzel !... Yağmuru hissetmek, bir an,
kendine bir saniye ayırmak ne güzel !....

Yürüdüm, yürüdüm, en küçük adımlarla yürüdüm, koşmadım

Bir türkü duydum uzaktan, kendim söyledim, kendim duydum…Gittiğin yağmurla gel, küskünüm yağmurlara, gittiğin yağmurla gel, böylesi daha güzel!..

Islandım!…

Yağmur çok güzel yağıyordu…


ferkul

3.11.2007


2 yorum:

Adsız dedi ki...

(gittiğin yağmurla gel.)Gidenler biz istemedikce gelmiyolar.Önce bunu kabul etmemiz lazım.Mesela mutlu olmak için sebeb aramamak gibi,yağmurda ıslanmaklada mutlu olabiliriz,eğer istiyosak.

Adsız dedi ki...

yagmurda ıslanmak bazen tatlı bir serinlik bazen üşütür insanı o anki ruh haline baglı her şeye ragmen yagmurda ıslanmak çok güzel çok güzel bir site başarılarının devamını dilerim