Bu Blogda Ara

8 Ocak 2019 Salı

Nasılsın, mı demiştin?





Sesinde bir serçe uğultusu.
 

Kış günü hiç yaprak dökmemiş ağaçlar gibisin. Rüzgarda bir o yana, bir bu yana savruluyor dalların. Bir güneşe bir aya baka baka, üşümekten buza kesmiş parmak uçların, sığınmışsın aynadaki yüze. Bir tek gözlerin kalmış, sıcak ve keskin.

Onur da neydi Sahi, sevdanın yanında uyduruk, çokçası unutulmuş bir hikâye... Adını sanını bilmediğin birilerinin, inanmadığı sözcükler yumağı. Kim taşımış ki yüzyıllardır kara kışın ortasında, kimler üşümemiş ki, adı kalsın?

Şimdi bütün mevsimler kış, kara bürünmüş dost bildiklerin. Vefa dediğin de nedir bunca yoksulluk, bunca eksiklik, onca yalnızlık arasında, garibanın ekmek parası kadar bile yok'un hapsinde, çaresiz ve şifasız kalmış, bir isim sadece.

Nerdesin mi diyorsun?

Karda ayak izlerim, birazdan gelir bahar, diye diye ezilip büzülürüm, belki çiçek de açarım, belki de ısınır parmak uçlarım, kimbilir yeni günle?



Nasılsın, mı demiştin?
Ne bir eksik, ne iki fazla,
Öyle, hep bildiğin gibi işte.



.

ferkul

27 aralık2018
15.53

Hiç yorum yok: