Bu Blogda Ara

30 Haziran 2019 Pazar

Düşünmeden gülümse.

Aylardan haziran, vakit bir akşamüstü. Niyeyse yürek düşe küstü...

Oturdum düşünüyorum, (ki varım😊) kimde ne kadarım, kim bende ne kadar kaldı? Ne çok şey biriktirdim, elimde ne kaldı? Neyi nerde bıraktım, gidenlerde mi, kalanlarda mı aklım?
Nasıl geçip gitti önümden sürüyle, tanıdıklarım, tanıyamadıklarım, tanımamışlığıma şaşırmışlıklarım. Sanki biraz kırgın mıyım neyim? Kimeyse dargınlığım, nedense isyanım, sükûneti yenmeli miyim?


Sonra bir korna sesi, huysuz bir kedi mırıltısı, bir dalga çarptı kıyıya, bir kuş uçtu başımın tam üstünden. Bir rüzgâr fısıldadı serinliği.Fesleğen ve nane karışımı bir koku sardı ortalığı.

Dedim ki kendime:
"'Sorular... Sorular... Bazen de cevapsız kalmalılar. Düşünmeden yaşanmasa da, akışına bırakılmalılar. Mevla'm n/eylerse güzel eyler. Yaşamak, iyisiyle, kötüsüyle, acısıyla, tatlısıyla güzel.



Böylesi bir haziranüstü batan güneşe çevir yüzünü. Düşünmeden gülümse.'"


Dedim gitti.


Gruba karşı bir çay içer miyiz dostlar?😊

.


ferkul


29haziran2019
Şimdi.😊

Hiç yorum yok: