Bu Blogda Ara

18 Temmuz 2019 Perşembe

yazmak




Bazen hiç yazamayacakmış gibi oluyorum. Sanıyorum ki, kalemim ucundan kırıldı. Sonra bir kelime yazıyorum. Kelime cümleye, cümle bana benziyor. Yüzüm özüme, özüm sözüme dönüyor. Dökülüyor başımdan aşağı sular.

Hüzün, söyletiyor. İçimin derinliğinde bir ses, konuşuyor, haykırıyor, fısıldıyor, kimi zaman gülümseten bir türkü mırıldanıyor sevdaya dair.

Kuşun kanadındaki sevdaya bakmak için göğe bakıyorum, çırpınan kanatlar rengârenk, mavi bir deniz başımın üstünde, söylemiyor kimse o türküyü. Türküsüz sevsa olur mu? Ben de susuyorum. İsyana dönüşüyor suskunluğum, sessiz bir çığlık sanki saat başları.Her sükûnette su coşuyor, şelaleye benzer harfler ardında yüzüyorum. Yıkanıyor, arınıyor ruhum. Ferahlıyorum.

Sanki bir inşirah ferahlığı, sanki durmada saatler, dünya alem susuyor, ben konuşuyorum. Belki bu yüzden çocukluğumdan beri su sesini duyduğumda gözlerimi kapatıyorum. Çünkü ben gözlerimi kapatınca görebiliyorum. Sesimi kısınca konuşuyorum. Konuştukça kirleniyor, Sustukça, olana, olacağa ve olmamışlığa, yıkanıyorum.

Yazdıkça arınıyor ruhum...

Yazmanın iyileştirici bir etkisi var olduğuna inanıyorum.

Siz de inanın.


.

ferkul


4 temmuz 2019
13.50

Hiç yorum yok: