Bu Blogda Ara

25 Nisan 2020 Cumartesi

(KARIN AĞRISI)



(KARIN AĞRISI)

Kanıyor işte. Durduramıyorsun. Ne kadar tuz bazsan da üzerine, akıyor oluk oluk ciğerine ciğerine. Kan revân sokak başları, evlerin camları, bacaları, odaların sıvasından sızıyor ne kadar saklasan. Paçandan akıyor, kolundaki yenden, parmağındaki yüzükten. Gülümsesen de gözünden damlıyor ılık ılık. Elin yüzün, üstün başın, yazdığın ve hatta yazmadığın, söylediğin söylemediğin, sükûtun bile yara bere. 

Ateş altında köz, köz üstünde duman.
Söner mi bir üflemekle?



Durmuyor, durduramıyorsun. Adı yaraysa kanamamak işten değil. Bırak elâlemi, kandır kendi kendini; inandır.😦 İsteğin kadar renkle boya gökyüzünü; mavi, aynı 'o' mavi değil...
Bildiğin bilmeden söylediğin, bile isteye yürüdüğün, adım atıp sayamadığın, gün de gece de, her saat başı; alenî, âşikâr. 

Anla artık, gelmeyecek o bahar!...



Kanıyor işte, yara dediğin. 

" Yanmadan yakamazsın,
Pişmeden yanamazsın,
Kanamadan olmazsın
Sevmeden yaşamazsın", - de istediğin kadar.


Kan ile, bir avuç yalan ile bağ bahçe talân, gönül sarayı vîran...

Ne desen de, kanadıkça; acıyor işte...

...................................

ferkul

20 nisan 2020
00.56

Hiç yorum yok: