Bu Blogda Ara

3 Kasım 2019 Pazar

Sesimi çaldılar



Bu bir kayıp ilanıdır;

Sesimi çaldılar dostlar, sesim kayıp.
Ne söylesem, ne desem şimdi ayıp.



Sesimdi, benimdi; bir şiirdi, hecelere bölünüktü, yüzüm değil sözümdü, yürekten döküntülü özümdü, iki gözümdü. Akşamüstü telaşlarında, sabahın tanyeri kızıllığında, gün ortası hüzünlerde; silinip de, gömüldü.

Sonra çığlıktı, türküyle karışık, duayla barışık. Umuttu çocuk oyunlarında anne sesi gibi 'akşam oldu'. Dağıldı, parçalandı yedi kiremit. Şimdi hep yankısı beyinlerde , 'git nereye gidersen git'. Nerede olursan ol sükûtu çok heceli. Sanki bendi, bendendi. Çalındı.


Hem kalabalık, hem gürültülü, hep de kayıptı gülüşü. Halbuki tanıdıktı, aşinaydı türküsü.
Dünü aştı, bugünü geçti, yarını meçhul. Öyle ki şimdi, gürültüsü bile göklerin, öylesine bir gri, öylesine bir çok heceli... Rengini de yitirdi.


Umuttu, düştü, benimdi. İncecikti, bir fidandı, kurudu.


Sesimi çaldılar, bir hüznün eşiğinde. Sesimi yitirdim bir sevdanın yâr hecesinde. Dost ile kardeş arası bir yârenlikten kalan, yarısı içilmiş bir çay bardağı gibi, dokununca kırıldı. Kırılınca çalındı. Yoksa bir ucu hep kırık mıydı, yarısı hep mi boştu, en baştan farkedilmeli miydi?


Sesimi çaldılar, halbuki hükümsüzdü. Sesim, kimi kimsesiz bir benimdi. Yavaştan ince heceli, biraz dargın, biraz dalgın, biraz mahzun, göreceli.

Sesimi çaldılar, bir şarkıydı uzun uzun söylenceli, iki mısralı, bir tek heceli...


Ne söylesem, ne desem ayıp.
Sesimi çaldılar dostlar, kayıp.





ferkul

20ekim2019
00.07

Hiç yorum yok: