Kırmızı panjurlu bir evim olsun diliyorum kapısı dışarıya kapalı.
Pencere önünde hercai mor menekşeler, sümbüller... Sardunyalar kaplasın üstünü. İstediğim zaman açayım kanatlarımı, istediğim zaman kapanayım kapaklarla. Küçük bir bahçesi olsun, fesleğenler, naneler, güller...
Açsın baharda badem çiçekleri, erikler. Yazın haberini versin istiyorum yalnızca samimi, beyaz, pembe çiçekli ayvalar.
Bir salıncak demirinin tınısı konuşsun rüzgârla. Bir tekeri kırık bir çocuk bisikleti, gülümsesin kahkahalarla.
Güzde Kasımpatları selâmlasın yüzümü . Sabah çiçekleri kucaklasın günümü, akşam çiçekleriyle aydınlansın yıldızlar.
Taçlansın, ruhum
Geri gelsin çocukluğum.
"Tarhana çorbası, içilecek illa ki", desin yine babam, sobada fokurdayan çaya inat. "Yufka yiyilecek, beyaz ekmek değil.."
Gülümsesin sevgiyle anneme. Annem de onu kucaklasın bakışıyla. Kardeşlerim, altısı birden yalansız, riyâsız, menfaatsiz, hırssız,
bencillik bilmeden, saflık ve temizlik dolu yürekleriyle otursun sofraya. Sofra kaplasın evin içini, dışını.
Renklensin dünya. Kaplasın her yeri bir beyaz ışık , yansısın bacadan tüten dumana. Selâmlasın kırmızı panjurları, tınısı göğe yükselen salıncak rüzgârını, bahçedeki çiçekleri, bütün sevgisiyle...
Her yer pembe,
Her şey neş'e...
Değişsin çocukluğum
Umuda kanat açsın ruhum.
Oysa, ne bacada tüten duman vardı, ne kırmızı panjurlar. Ne samimîyet, ne masûmiyet.
Herkes kendi kavgasında
Kendi yalnızlığında şimdi...
..................................
ferkul'dan
16 eylül 2024
20.20
( Ama ben yine de , istiyorum
Kırmızı panjurlu bir evim olsun diliyorum kapısı dışarıya sonsuza kadar , kapalı... )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder