Bu Blogda Ara

28 Ekim 2019 Pazartesi

ne yazsam



Aslında her gün ne yazsam diye düşünmüyorum. Hatta her gün yazan ben değilmişim gibi, bir daha hiç yazamayacakmışcasına, lâl olmuş bir dilin sükunetiyle uyandığımı itiraf etmeliyim.

Yazdıklarımı yıllar veya günler sonra okuduğumda, sanki kendim yazmamışım gibi hissettiğim de doğrudur. Bazen de yazdığım andaki duygu yoğunluğunu aynen yaşadığım; hani eskiden yaşadığınız bir eve uzunca bir zaman sonra tekrar girince duvarlar konuşuyormuş gibi gelir ya, tıpkı öyle.


Anlık bir düşünce, bazen küçük bir dokunuş yüreğime, bir acı söz, bir bakıştan bile ateş alıp dizeleniyor ansızın kelimeler. Çoğunlukla beynimde binbir hece medcezir...
Düşünmekten ve kelimelerden yo/ğ/rulduğumu hissettiğim anlar olduğu da doğrudur. Hecesiz ve cümlesiz asla yaşayamayacağımı, yaşasam bile, benim 'ben' olmayacağımı bildiğim de.

Kimsenin bakmadığı gibi göğe baktığım da doğrudur. En çok kuş kanatlarına özencim, imrenişim de. Her gün umutla, bugün 'her şey güzel olacak' beklentim de. Kimi insanların bu beklentiyi fark edip kullandığı da .😊


Olmayana, oldurana, yaşayıp da sustuklarıma, susamayıp haykırdıklarıma, sessiz isyanı aslında cümlelerim. Siz şiir sanın, dökülüyorum beyaz bir sayfa boyunca uzun uzadıya.
Yazdıkça çoğaldığımı sanıyorum. Öyle söylerim çoğunlukla ama, yazdıkça bir bir azalıyor etrafımda insan yüzleri. Çekiliyorum köşeye. Bir balkon rüyasındayım fesleğenli. Bir bardak çayın deminde düşlerim.


Siz yine de beklemeyin.

Belki bir gün her şey güzel olur sahiden. İki kelime yazamamanın acziyeti fışkırır gülüşümden.


Mutluluk da yazılır mıymış? Bilemem. Yaşayabilirsem size de yazarım belki. Bu defa şen bir kahkaha akar belki mektup gibi, şiir kokulu güller gibi, kelime kelime dökülür avuçlarınıza.
Döküleni de , dökülmeyeni de, gülü de, dikeni de, serpilip serpiştirilmeyeni de, bizden ve sizden nasılsa.


Aynaya bakar gibi. ..


.

ferkul

23 ekim2019
21.10

Hiç yorum yok: