Bu Blogda Ara

14 Ekim 2020 Çarşamba

Gidelim.

Gidelim.

Masumiyetin kaybolmadığı, bir elin diğerinden hesap sormadığı, sevginin ve merhametin benden çok 'sana' yol aldığı, "uzaklara" gidelim.

Aşkın ekmekten ve sudan, evden ve sokaktan, pencere önlerinden, gökyüzünden çalınmadığı, yüzlerin ne gönüllerin şefkâtten örüldüğü o "yıllara", gidelim.

Bir tas çorba, bir kuru ekmekle sohbetin bile adı anılmadan, kelimelerin dile gelmeden koyulaştığı, sevdanın ve aşkın gözlerden, gönüllerden ellere ve bedene taşmadığı, safîyet ve temizlik nuruyla parlayan yüzlere, "huzura", gidelim.

Uzakların bilinmediği, adımlarla çoğalan, sevdikçe artan, şımarmak nedir bilmeyen, kadir kıymet bilinen, "gönüllere" gidelim.

Şiirin türküden, türkünün şiirden kan aldığı , duanın dağlarda yol saldığı, mesafesi çok yakınlığı bol, ama saygının sevgiyle birlikte koklandığı, söylenmeden söyletmeden bilinen ve konuşulan, bizi bizden çok anlayan "dostlara", gidelim.

İnsana insandan yakın, anıldığı yerde çoğalan, verdikçe hiç istemeyen, azda çok, çokta rahmetli, mağfireti bol olana, yüzüne yüz sürebilmenin tek yolu; "secdeye" varıp 'el aman' dileyerek, "Rabbimize", gidelim.

Gidelim. Kendimizden çok çok "uzağa", gidelim....

........................................

ferkul

14 eylül 2020
21.30

Görüntünün olası içeriği: bitki, ağaç ve açık hava

Hiç yorum yok: