Bu Blogda Ara

14 Ekim 2020 Çarşamba

İnsan olmalı...

 


İnsan , bir parça insan olmalı. Kuş değil, serçe değil, leylek kanatlı hiç değil. Öylece bırakıp teslimiyete kendini, koyuvermeli iki kelimeye. Sarılmalı, kucaklamalı, sığınmalı biraz da.

Belki bir şiire, belki bir ağaç dalına, belki bir kaldırım taşına, en çok duaya. Kuşcasından değil, insancasından hem de. Yürekçesinden.

Dil ve lehçelerden arınmış bir sükûtta sevgiyi ve kendine sadakâti, bırakmalı orta yere.

Salıvermeli düşmeyi bile. Ki, düşmek de kalkmak kadar insandan ve ömürden. Sonrası kıyamet, dahası bir çok el ve ayaklardan kurtulup dönmekse aynadaki yüze. Değmez mi?

Hep bir kuş özlemi, hep de bir kanatta gizlemek, biriktirdiklerini. Hep de yaradan ve yârden sızlanarak, başka kanatlara bakıp bakıp iç geçirmek; uçma isteği ile karışık kanat sevdası; Biraz da saçmalık değil mi?..

İnsan önce insan kalmalı. Kartal ya da atmacasından bile yürekli. Şahinden daha yüksekte, dağ değil ovaya konmuş gibi.

Koymalı orta yere, rüzgârın ve fırtınanın kendinden çaldıklarını. Savurmalı bulut gibi, gökyüzüne. Uçmalı kollardan ve akşamüstü sevinçlerinden güç alarak, bir demet gül yaprağıymışcasına, can kırmızı. Kan akıtır gbi değil, can verirmişcesine, yüreklisinden bir gülüşle.

Zaten gerçek uçuş bir çift gözde gizli, değil mi?

İnsan en çok insan olmalı. İnsan kalmalı yaşadıkça, insanlığıyla direnmeli. İki deri, bir kemik, bir parça yürek biriktirmeli. Biriktikçe çoğalmalı. Eksilmemeyi kuşlardan öğrenmemeli.

İnsan olmalı...

..............................

ferkul

21ağustos 2020
23.30

Hiç yorum yok: