Bu Blogda Ara

19 Kasım 2023 Pazar

Ay k'âğıda düşünce..

 Bazen de gecenin bir yarısı tutar bir yazmak sancısı. Kalemi elinize alırsınız. Bir nokta koyarsınız beyaz bir sayfaya. Bir harfin elinden tutasınız gelir, bir cümleden aynayı göresiniz, bir kalem ve silgi ile alıp başını, gidesiniz.


Sonra tek bir heceli kelimeye takılır zihniniz. Kalem size bakar, siz boş sayfaya, sözsüz, ezgisiz , notasız bir şarkı gibi; birlikte susarsınız. Birlikte kanayan yaraya tuz basar gibi. Birlikte yaşamış, yaşlanmış gibi. Yaslanırsınız sükûnete.


Çıkarsınız balkona, kalem ve boş sayfa peşinizden sürüklenir. Ay dolunaya yakındır, az kalmıştır dolmasına. Dolup da boşalmasına. Birikirsiniz. Birikmişlikten medet umarak, şöyle bir silkinirsiniz. 


Çay desen çoktan bitmiştir, yenisi için çok geçtir. Uzun uzadıya susarsınız. Uzun uzadıya hasret demlenmeye. Sanki hiç yudumlamamış gibi, unutulup bir köşede kalmış gibidir susamışlığınız da, kanayışınız da. Çayı da es geçersiniz, küçük bir gülümseme dudak ucunuzda belirir.😊 Es geçilmek nedir, bilir misiniz?


Kalem aynı kalem, sayfa boş, ay size bakar, siz yola. Yazmak da yazmamak da, susmak da, konuşmak da bir. Ne çok bir, biriktirmişsiniz?..


İki anlamsız kelime eder mi tek başına bir cümle? Konuşur mu hiç insan kendisiyle?


Kalem k/ağıda bulaşır. Kağıt çoktan eskimiştir.


Yazmaz hiç bir harfi cümle. Ay kağıda düşünce.


 Yazmamalı belki de ...


.


                                                                ferkul

Hiç yorum yok: