Bu Blogda Ara

19 Kasım 2023 Pazar

Stabil yaşamak...

 Yine aynı balkon.  Yine aynı çay, yine kalemlerim, ağaçlar... Biraz içi ısıtan, ama yakmayan, kavurmayan güneş...

Hafif bir rüzgâr. Akşamdan ve dünden  kalan fırtınanın ve yağmurun belli belirtisiz izi.

 ( Sel mi, áfet mi demiştiniz? Kimler, neler geçmedi ki...? )


İnsanlar sokakta, yürüyenler, duranlar, konuşanlar, susanlar, koşanlar, arabalar, kamyonlar...


Ve ben,  yine aynı  ferkul. Kırışsa da gözlerimin kenarı, ellerimde sarı lekeler.  Bakışlarımda artık olana, olacağa, dosta düşmana şaşırmamaya alışmış bir ifade . Dağlara bakıyorum.  Ağaçların  sararan dallarına, çam ağacının kışa aldırmayıp dimdik duruşuna.


Bir tramvay geçiyor. Bir kedi köpeği kovalıyor. Bir  ambulâns sireni,  biri kızgın bir korna çalıyor, gelenler, gidenler.  Çığlık çığlığa bir sükût... Hava, su, toprak ve insan. Hayat işte, böyle devam ediyor.


Bir kuş uçsa diyorum, bir serçe konsa  yanıbaşıma. Öylece bakışsak göz göre göre, hiç konuşmadan. Dem vursak sevdâdan, gidip de gelmeyenden, gelip de bıraktığı gibi bulmayandan.  Ayrılıktan, ayrımsızlıktan, ayrıntıdan ve aymazlığın bulaşıcı zehrinden,  kadrin ve kıymetin değerinden. Ánın ve zamanın yenilgisinden. Altının çamura düşse de yine altın oluşundan. Kuş kanadındaki mutluluk ve umuttan.


    Durgun , stabil ve hüsn-ü zânla, öylece, olduğu gibi, biteviye; 

   

       Bir çay,  biraz güneş,  kalem  ve  ben. 

               

      Saramadığım yaraları okşuyorum 

          Uçamayan kuşları konuşturuyorum.

                  Böyle  yaşamayı seviyorum.


.....................................................................


                                                       ferkul 

28 ocak 2023

17.10

Hiç yorum yok: