İnsan , hayatta önce kendini sevmeli.
Kendini sevmeyen, önemsemeyen, değer verip kıymet bilmeyen insanın, toplumda bir yer edinmesi mümkün değil. Çünkü insanlar, daha çok öz benliğine, kendine saygı gösterip , özenle, itinâyla vücuduna ve ruhuna "iyi" davrananları daha çok benimser.
Bu tür insanlar, toplumda dikkati çeken, sözü dinlenen, konuşabilen, oturuşu, kalkışıyla, duruşuyla yürekleri feth eden insanlardır. Çalıştıkları işte, el attıkları bütün mesleklerde öne çıkıp yükselirler. Çünkü, başarı için en önemli etken, kendini sevmek ve önemsemektir.
Aynı şekilde hayatta başarı kadar mutluluk da insanın kendi öz benliğine saygısıyla ortaya çıkarak, "saygın", bir kişilik sergilemesiyle, ancak mümkün olabilir. Sen önce "sana" sevgi ve saygı duy ki, başkaları da "sana", saygılı ve sevgili olsun.
Bazı insanlar, sanıyorlar ki, "hep başkalarını önemseyip kendini hiçe sayarak, daha çok sevilip , saygı duyulurum". Halbuki bunun adı, vericilik. Hep verip almamak ruhu çökertir. Zamanla bedeni de bir yorgunluk, bir pes ediş kaplar . Çünkü, almadan vermek, insanın doğasında yok. Önce kendin ayakta kalabilmelisin ki, etrafına, sevdiklerine, sevmediklerine, dağ olabilesin. Hiç bir dağ yoktur ki, taşıyla, toprağıyla, dimdik duruşuyla, en dipten tutunduğunda, yıkılabilsin.
Önce kendi öz benliğimize saygılı olalım, sonra geri kalanlara zaten, kucak açılır.
Biz, "ben" olamadıktan sonra, nasıl "çok", olabiliriz ki.
Düşünüp, irdelemek, kendini tartmak lâzım.
Bende, "ben" ne kadarım...?
Sonra, diğerleri "bende" ne kadar?
Hepimiz ne kadar, "birbirimizde", varız...?
.............................................................
ferkul
28 Aralık 2022
21.17
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder