Çok fazla evlere bağlanmışız, eşyalara, koltuklara, kapılara, bacalara.
İnsandan uzaklaşıp hapsettik kendimizi duvarlara.
Dostluğu unuttuk, kardeşliği, paylaşmayı, paylaşılmayı da. Sevgileri hapsettik, telefonlara, bilgisayarlara, üç kuruş etmeyen, bize bizi yanlış anlatan dizilere, filmlere, video ve fotoğraf karelerine.
Allah'a dayanmaktansa, dayandık dört duvara, yalana, sevmeyi ve merhâmeti unutmuş insanlara . Kapandık, kapattık sesimizi, gözlerimizi , açıldık fazlasıyla dünyaya.
Taksitlere böldük yaşamayı , daha güzel vitrinler, konsollar, yataklar, halılar...
Üstünde oturup yaşayamayacağımız, bir bardak çay içip hoş sohbet edemeyeceğimiz saatlere harcadık vaktimizi. Her seferinde daha çok, daha çok ödenecek borçlar için çalışmaya.
Düşünüp irdelemeyi de bıraktık, bir kenara. Lükse ve şaşaaya verdik kendimizi. İki parça çul, üç dört parça mobilya, bir çok odalı evler için, harcadık nefsimizi.
Halbuki iki göz oda, bir dam başımızın üstünde, yeterdi.
Şimdi, oturup bakıyoruz, olanlara.
Daha başka , daha güzel bir yaşam olabilir miydi...? Kıymet bilip, bilinip sevgiye ve aşka daha çok vakit,
ayırınılabilinir miydi...?
Değer miydi, değdi mi...?
................................................................
ferkul
18 şubat 2023
16.08
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder