Bu Blogda Ara

19 Kasım 2023 Pazar

Tam da şimdi....

 Ocağı yak. Çayı ateşe koy, bardağı kenara.

Şekeri yanına, tabağı  altına,  demi yerine, at hüznü başının arkasına. 


Bırak yerinde dağılsın kara bulutlar.

İç bir yudum, bir şarkı mırıldan, bir duâ yürekçesinden. Bir şiir oku içinden, hem de en derininden. Duymasın, işitmesin varsın hiç kimse. (Kimse dediğin de ne? Ne işe yarar,  kimi saklar, ne kendisine,  ne de başkasına  yâr! ) 

Otur balkona. Eşlik etsin kumrular. 


Kimbilir, belki şimdi,  hatta olmazsa birazdan. Yoksa bu işin yarını da var. Zaten yarın yoksa, hüznün ne anlâmı var? 


Bir güneş açar, maviye döner umutlar. Belki de bir yağmur yağar, râhmetle. Yıkanır kir dediğin, temizlenir sokaklar, caddeler, gözler, gönüller... Islanır ruhun,  doğumdan ölüme kadar. Beklemenin yolu hep  dar. Umut etmeninse,  mümkünü ve ederi,  daima var.


Bırak akışına. Salıver gitsin, alsın götürsün şu deli rüzgâr.  


Herşey dediğin neyse o. Tut bir elinle diğerini. Susma. Okşa, sev;  kanatma, oynama. Kabuk bağlasın yaralar... Ki, yaşamanın yarasız ve sevdâsız ne anlamı var?


İki kelime bir çay,  bir çay tek hece. Söyle içinden geldiğince. 


Tam da  şimdi,  zamanıdır.  Haydi,


                                     Gü  - lüm - se.... 😊 


...........................................................


                                                    ferkul

Hiç yorum yok: