Bu Blogda Ara

19 Kasım 2023 Pazar

Lâzım

 Sevmek lâzım.


Ekmeğe sürdüğün reçeli, ayağına takılan  taşı, aynadaki yüzü, çaydaki şekeri, iki kelime kurup selâm verebildiğin insanı, köşe başlarını, yol sonlarını, gökte uçan kuşu, havadaki buğuyu, sisi. Hattâ  uzatıp da  ters dönen elini.


Sevmek lâzım kendini. 

Olur olmaza gülen yüzünü, acıya bal katan dilini, çamura düşen mendilini, boşluğa takılıp durmaktan usanmayan gözlerini, her defasında yanıla yanıla eskiyen yürek izini. Hatasıyla, günâhı ve  sevâbıyla, günü,  dünü . Yarına uzanan akşamı,  umuda ışık olan sabahı, yana yakıla beklenen o beşinci mevsim telâşlarında çırpınan hayâlleri.


Salkım söğüt ağaçları gibi, güçlü, azimkâr ve dimdik. Yere doğru eğilse de kolların, toprağa doğru çekse de seni dalların , tam ve doğru , hattâ stabil.  Olduğunca ve olması gerektiğince yürekten ve yüreksizlikten aldığın  güçle, azimle, SEVMELİ.

     Kabullenip  sana verileni, nasip edileni, lâyık görüleni, şikâyetsiz, sitemsiz ve hüsn-ü zânla, kendini de  GÖRMELİ.


 Aynalara  gülümsemeyi, yürüyebilen ve koşabilen ayaklarına şükretmeyi,  kışa rağmen bahar özlemini, üşüyen parmak uçlarına aldırmadan, sevmeyi  UNUTmamayı.  Herşey ve herkes için, rağmenlere rağmen,  iyilikle ve güzellikle, adım atabilmeyi.


Değiştirebileceğin şeyler için renk kuşanmayı,

Değiştiremeyeceklerin için, onca renk içinde kala kaldığın  siyahı,  ışıksız  karanlığa  bile,  teşekkürü.


  Sana, ruhuna ,  bedenine ve yarınlarına  ŞİFÂ niyetine, durgun su gibi.


          SEVMEK ,  lâzım hayatı ...


....................................................................


ferkul (fatma erkul) 


4 şubat 2023

 14.20

Hiç yorum yok: